Bölüm 64

3.1K 197 83
                                    

Ertesi sabah alarmımın sesiyle uyanıp yataktan kalkmıştım. Dün akşam Doruk ile konuştuktan sonra uyuyamamış sabaha karşı anca uyuyabilmiştim ve kendimi şu an çok yorgun hissediyordum.

Eteğimi ve sweatimi giyip üstüne de montumu geçirdim ve çantamı alıp mutfağa gittim.

"Günaydın. Hadi kahvaltını yap da çıkalım."

"Aç değilim." Abim omuzlarını silkip kahvaltısını yapmaya devam etti. Kahvaltısını bitirdikten sonra evden çıkıp durağa doğru yürümeye başladık.

"Gece sen iyi misin?"

"İyiyim. Noldu ki?"

"Bilmem, kötü göründün."

"Uykusuzum biraz ondandır."

Su ve Ateş de duraktalardı. Onlarla sohbet ederek otobüsün gelmesini bekledik. Otobüs geldikten sonra binip boş yerlere geçip oturduk. Kısa bir yolculuktan sonra otobüsten inip okula yürümeye başladık.

"Hava da amma soğukmuş ha. Kız Gece donmadın mı sen?"

"Üşüdüm. Biraz hızlanın da hemen girelim okula." Diğerlerini beklemeyip önden okul binasına girdim.

"Kız nereye gidiyorsun? Daha çok var dersin başlamasına gel bizim sınıfta oturalım birlikte."

"Yok abi, uykum var ya. Sınıfa çıkıp uyusam daha iyi olur."

"Tamam gel bizim sınıfta da uyursun ne olacak." Abimin koluma girip çekiştirmesiyle mecbur onların sınıfa gitmek zorunda kalmıştım.

Sınıftan içeri girer girmez gözlerimin ilk gittiği kişi Doruk'tu. Başını bir eline yaslamış test çözüyordu, onun arkasında oturan Deniz ise uyukluyordu.

"Şşş aloo. Kendinize gelin bir oğlum, biz geldik sınıfa hiç selam yok mu?"

Deniz bir süre bize bakıp kafasını cam tarafına çevirip yatmaya devam etti. Abim Su'yu elinden tutup Deniz'in yanına oturtturdu, kendi de sıraya oturdu, Ateş yandaki sırayı Su'yun yanına çekip ters bir şekilde sıraya oturunca ben ayakta durup hepsine bakmaya başladım.

"Gece otursana sevgilinin yanına ne dikiliyorsun öyle ağaç gibi?" Duyduklarımla sabahtan beri göz göze gelmemeye uğraştığım Doruk'a baktım. O da bir süre bana bakıp ayağa kalktı ve eliyle oturmamı işaret etti.

"Üşümüşsündür. Sen kalorifer kısmına geç." Aramız iyi değilken bile beni bu kadar düşünmesi kalbimin sızlamasına neden olurken hiç beklemeden geçip oturdum. O da yanıma oturup önümdeki kendi test kitabını kendi önüne çekti ve çözmeye devam etti. Onu izledikçe kendimi kötü hissediyordum ve abimlerin muhabbetini de şu an çekebilecek modda değildim. Ben de ellerimi sıraya kafamı da ellerimin üstüne koyup Deniz gibi kafamı cama çevirip gözlerimi kapattım.

"BÖCEĞİM UYUMASANA AMA!"

"Bırak Ateş. Dün çok uyuyamamış sabah öyle dedi, biraz uyusun."

"Enişte tüm akşam mesaj attın da kızı uyutmadın mı yoksa?"

"Erken uyudum ben akşam, bilemiyorum neden uyuyamadığını." Doruk'un sesini ilk defa bu kadar soğuk duymuştum.

"Aranız mı kötü yoksa?" Su'yun da olaya dahil olmasıyla kafamı ne kadar kaldırmak istesem de kaldırmadım onun yerine Doruk'tan gelecek cevabı bekledim.

Zürafa|yarı texting [Tamamlandı]Where stories live. Discover now