Bölüm 61

3.3K 191 32
                                    

Doruk'un anlattığı kadarıyla Doruk ve Akın'ın eski okulundaki bir çocuk basket konusunda iddiaya girmişti ve şu an maçın yapılacağı yere doğru yürüyorduk.

"Abiler, Gece'yi oynatacağımız konusunda emin miyiz hepimiz?"

"Ya Ateş neden öyle diyorsun? Ben kötü mü oynuyorum?"

"Hayır tabiki böceğim ama herkes erkek olacak. Ya sert oynayıp sana zarar verirlerse?"

"Dikişim falan da yok artık. Sert oynarlarsa da en fazla düşerim, ne olacak?"

Sahaya girdiğimizde karşı takım ayaklanıp yanımıza geldi. İlk önce oynayacak diğer dörtlüyü süzüp en son biz kızlara baktılar.

"Beşinci getirmemişsiniz?" Grup lider gibi gördüğüm ve muhtemelen Doruk'un iddiaya girdiği çocuk söze atıldı. Ben bir adım öne atılınca çocuk suratına ukala bir gülümseme takınıp bana doğru eğildi.

"Seni burada harcamasınlar, küçük kız." Kolumdan geriye doğru çekilmemle bir bedene çarptım ve çarptığım beden kollarını direkt bana sarıp konuştu.

"Asıl ben seni harcamayayım, Ali."

"Cidden bu kadro ile gelmen komik değil mi Doruk? Vay vay vay Akın da buradaymış."

"Ali hadi maça başlıyorsak başlayalım, uzatma." Akın üstündeki sweati çıkarıp kenara attı ve tişörtüyle kaldı. Gece hava soğuk olsa da hepimiz oynayacağımızdan terleyeceğimizi bilip tişört ve basketbol şortuyla gelmiştik. Defne ve Su kenarda oturma kısmına geçip oturunca biz de üzerimizdeki sweatleri çıkarıp sahaya geri döndük. At kuyruğu yaptığım saçımı biraz daha sıkıp iyice konsantre oldum. Doruk tekrar yanıma gelip sorar gözlerle baktı. Kafamı sallayarak onu onayladım ve onun hava atışı yerine gitmesini izledim.

Hava atışıyla maç başladı ve top abimin elinde kaldı. Ben burda da oyun kurucu olarak oynayacağım için bana pas attı. Hepsinin yerleşmesini beklerken oyalanarak topu sürdüm. Beni tutan kişinin boyu benden uzundu ancak ondan kısa olduğum için kolunun altında rahatça hareket edebiliyor ve onu fakeleyebiliyordum. En son Ateş'in önünü boş görünce ona pas attım ve Ateş de beklemeden ilk sayıyı buldu.

Top onlara geçince bu sefer ben oyun kurucuyu engellemeye çalıştım ama onun cüssesi ve benimkini karşılaştırınca bu imkansız oldu. Akın'ın bana bağırmasıyla ayaklarımı hemen harekete geçirdim.

"YER DEĞİŞTİRELİM." Ben Akın'ın tuttuğu adamı tutmaya gittim, Akın ise benimkini böylece biraz daha zor hücum etmelerine sebep olabildik.

Şu an moladaydık ve çok yorulmuştum. Yere oturup suyumu içerken bir yandan da kulağım bizimkilerdeydi.

"Bir rahat nefes alalım artık yeter ya. Çok başa baş gidiyoruz."

"Puştlar sokak basketbolu diye faul yapıp duruyorlar."

"Biri Gece'ye de faul yaparsa diye ödüm kopuyor."

"Of Alp yiyorsa yapsınlar, onların ellerini-"

"ŞŞ! Bir sinirinizi atın da oyuna konsantre olun beyler. Hadi gidelim de alalım maçı." Kalkıp sahaya doğru yürüdüm ve yerden topu alıp onları beklerken şut atmaya başladım. Yanım gelen Ali'yi fark edince hiç bozmayıp şut atmaya devam ettim.

"Güzelliğin kadar basket yeteneğin de varmış." Göz devirip devam ettim.

"Seni yanlarında getirmemelilerdi."

"Hadi ya sana mı soracaklardı?"

"Ben bu güzelliğin peşini bırakmam yalnız."

"Hadi ya öyle mi? Benim de peşimi bırakma Ali nolur. Hadi Gece başlayalım." Doruk yanıma gelip kolunu omzuma atıp beni çekiştirince mecbur onunla gitmek zorunda kaldım.

Zürafa|yarı texting [Tamamlandı]Where stories live. Discover now