Bölüm 79

2.5K 174 79
                                    

Abimin kapısının önünde dikilip onu izlemeyi bıraktım ve kolay kapanması için valizinin üstüne çıkıp oturdum.

"İki tane valize bölseydin ya."

"Kızım 4 valizle gidiyorum zaten."

"Su yazmış 2 dakikaya geleceklermiş."

"Buraya gelmelerine gerek yoktu."

"Üzülüyor işte senden ayrı kalacağı için. Kız gelince de böyle öküz öküz konuşma. Son bir haftadır zaten boşluğa dalıp ağlamaktan başka yaptığı bir şey yok."

"Ben üzülmüyor muyum sanıyorsun? Ben de sizden ayrılacağım için üzgünüm tabiki de. Şakaya vurarak geçiştirmeye çalışıyorum işte."

"Uçağın kaçta?"

"1 saate evden çıkmış olmamız lazım. Bu arada sana bir sürprizim var."

"Ay ne sürprizi? Hadi söylesene. Abi hadisene. Ay çok merak ettim." Abim bu hallerime gülüp konuşmaya başladı.

"Evde kendini yalnız hissedeceğini söylediğinde demiştim ya sana. Beni aratmayacak bir şey sahiplendim senin için. Ama kontrolleri yüzünden bugüne getiremedim. Doruk'a adresi verdim, tüm kontrolleri tamamlanınca Doruk getirecek, tamam mı?"

"Kedi mi, köpek mi?"

"Köpek."

"Yaa abii. Çok teşekkür ederimm." Valizden atlayarak kollarımı abimin boynuna sardım ama zilin çalmasıyla da geri çekilmek zorunda kaldım.

"İkizler gelmiştir ben bakarım, sen toparlanmaya devam et."diyerek odasından çıkıp kapıya doğru yürüdüm ve açmamla benden de daha domatese dönmüş bir Su'yu görmem bir oldu. Hayretle ona bakarken arkasındaki Ateş konuştu.

"Çekil de içeri geçip ağlamaya devam etsin. Dün akşamdan beri durmadan ağlıyor."

"Sen ne anlarsın pislik. Dalga geçmekten başka bir işe yaradığın yok. Alp odasında mı?"diyerek benim cevabımı dinlemeden Alp'in odasına doğru yürümeye başladı Su.

"Çok üzülüyor işte Ateş, gitme sen de üstüne."

"Bir o mu üzülüyor Gece? Dün akşam teselli edeyim diye yanına gittim. Alp ölmedi, başka ülkeye gidiyor sadece dedim, ya uçağı düşerse diye ağlamaya başladı. Bu kız iflah olmaz valla bak."

"Zor zamanlar geçiriyor işte, sen de uğraşma bu kadar. Aç mısın? Annem mantı yapmıştı."

"Allah bee." Koşarak mutfağa giden Ateş'in arkasından ben de gittim. Annemle babam da mutfakta oturuyorlardı, hem abimi yolcu etmek hem de birkaç gün daha benle kalmak için işlerini biraz ertelemişlerdi. Ateş koşup anneme sarıldı ve konuşmaya başladı.

"Serap hanım hem şirket yönetip hem mantı yapacak kadar nesiniz siz öyle?"

"Ay Ateş ilahi. Hadi sen otur, Gece senin mantını koyar."

"Gece duyuyorsun anneni bebeğim, ellerinden öper."

"Ateş ben de seninle konuşmak istiyordum." Babam, Ateş ile konuşmaya başlayınca ben de iki tane tabak çıkartıp ikimize mantı koymaya başladım.

"Buyur Ömer Amca?"

"Bilirsin ben seni de Su'yu da kendi çocuklarımdan ayırmam. Şimdi Alp gidince Gece biraz yalnız kalacak, biliyorsun biz de evde duramıyoruz pek iş güç." Ateş babamın sözünü kesip konuşmaya başladı.

"Demek istediğini anladım Ömer Amca merak etme. Hem Gece'ye yalnız hissettirir miyiz biz hiç? Her konuda gözün arkada kalmasın. Gece sen de mantıla artık beni ya çok acıktım." Gülerek tabağını önüne koyup arkasında durdum ve öne eğilerek sarıldım.

Zürafa|yarı texting [Tamamlandı]Where stories live. Discover now