Özel Bölüm 2

1.3K 96 32
                                    

"Doruk, bana yardım edebilir misin? Boyum ağacın tepesine yetişmiyor da." Doruk, dediğime gülerek yanıma geldiğinde elimdeki süsü alıp boyumun yetişmediği yere asmıştı.

Deniz, Defne'ye evlenme teklifi edecekti ve biz hastanede ilk karşılaştıkları bankı ve etrafını süslüyorduk. Hepimiz son sınıfa geçmiştik, Doruk da bir yıl uzattığı için o da son sınıftaydı. Deniz'in 2, Ateş ve Defne'nin 3 yılı vardı. Abim de Kanada'da son yılındaydı ama Deniz'i böyle bir günde yalnız bırakmamak için gelmişti. Aslında Deniz de şu an evlenmeyi düşünmüyordu ama işini garantiye alması gerektiğini söylemişti.

"Ne zaman geleceklermiş?" diyen Su'ya cevap verdi abim. "Yarım saate dediler."

"Ya benim içime sinmedi, güzel yapamadık gibi sanki."

"Ya ben de Gece'ye katılıyorum, ben de beğenmedim." dedi Akın da.

"Yarım saatte yeniden süsleyebilir miyiz ki?" diyen Doruk'u Ateş cevapladı. "Biz var ya biz, istersek her şeyi yaparız oğlum."

"Doruk biz seninle daha güzel süsler almaya gitsek hemen, siz de elimizdekilerin güzelleriyle başlasanız süslemeye, olur mu?"

"Süper plan, hadi." Herkes süslemeleri kaldırırken biz de Doruk ile hızla arabaya doğru gitmeye başladık.

"Aslında Defne her türlü mutlu olurdu ama daha güzel, özel bir anı olsun diye dedim."

"Sen kendininkini de böyle istiyorsun heralde?"

"Ne alaka şimdi Doruk ya?"

"Ya bunca yıldır sevgiliyiz, eğlencesine değil heralde. Utanma yani evleneceğiz biz de sonuçta. Ama merak etme ben öküz Deniz gibi değilim, nutkun tutulacak bir şekilde teklif edeceğim."

"Doruk, sen şu an bile bana sorsan bu hayatımın en güzel anlarından biri olur zaten, fazladan hiçbir şeye gerek yok ki."

"O kadar gaza geldim ki Deniz'in beni öldürmeyeceğini bilsem şu an teklif edeceğim ya." Doruk'un söylediklerine gülerken aynı zamanda da park ettiği arabadan iniyorduk. Mağazaya girdiğimizde çalışan amcaya evlilik teklifi için malzemeler baktığımızı söyleyince bizi mağazanın içinde bir yere yönlendirdi.

"Bunu da alalım, güzel durur."

"Şu kocaman 'Marry Me?' yazısını da mı alsak?"

"Hastane bahçesine koyabilir miyiz onu ya?"

"Koyarız bence."

"Tamam o zaman, onu da alalım. Şu ışıkları da alabilir miyiz?" Amcaya yönelik söylediğim şeyle amca onları da poşete koyarken biz de bunların yeterli olacağını düşünüp parasını ödeyip mağazadan hızla çıktık. "Deniz'e mesaj atıyorum, hava kararmadan gelmesinler. Hem biz de rahat rahat süsleriz, hem de ışıklar daha güzel gözükür."

Hastane bahçesindeki bir bölümü süslemeye en baştan başladığımızda aynı zamanda da konuşuyorduk.

"Hangi ara evlenme teklifi edecek kadar büyüdük ya?" diyen Ateş'i abim cevapladı hemen. "Merak etme kardeşim, sen o kadar büyümüş sayılmazsın." Biz hepimiz abime gülerken Doruk konuşmaya başladı. "Hadi artık mezun olsak da evlensek ya, benim Gece'yi her gün görmem yetmiyor artık bana, uyandığım anda görmek istiyorum."

"Yumruğumu da görmek ister misin Dorukçuğum?"

"Alp, neredeyse altı yıldır sevgiliyiz, ALTI!"

"Tamam, Gece de benim yirmi iki yıldır kardeşim, bak ben kazandım yine."

"Alp, Ateş sana karışıyor mu?"

Zürafa|yarı texting [Tamamlandı]Where stories live. Discover now