ON BİRİNCİ KİLİT

291 127 139
                                    

"Bu işin sonunda tek bir günah olacak. O da benim günahım... Seni öldürdüğüm için işlediğim günah..."

.

.

.

Can yutkundu. Hayretle önce Yiğit'e sonra elinde tuttuğu kâğıda baktı.

Bu not ne anlama geliyor olabilirdi?

Dahası kim yollamıştı?

Bir süre sonra Yiğit Can'ı dürterek:

-Ya ne oluyor? Arkadaşın sana küsmüş mü yoksa?

Can içinde kaybolduğu düşüncelerin içinden çıkmaya çalışarak Yiğit'e baktı.

Ardından anlamsız gözlerle tekrardan elinde tuttuğu kâğıda döndü. Bu duruma bir türlü anlam veremiyordu.

Eğer not katilden geldiyse nasıl bu kadar kolay etrafında dolaşabiliyordu?

Birkaç dakika düşündükten sonra tekrardan Yiğit'e baktı. Önüne çökerek onu omuzlarından tuttu.

Gözlerinin içine baktı ve:

-Yiğit bu kâğıdı sana kim verdi? Hadi söyle bana... Nerede o söyle?

-Senin arkadaşın verdi dedim ya.

-Yüzünü gördün mü?

Yiğit bir süre düşündükten sonra başını iki yana salladı.

Can bunun üzerine onu omuzlarından tutarak hafifçe sarstı ve:

-Yiğit söylemen lazım lütfen, yüzünü gördün mü?

-Hayır görmedim.

-Neden görmedin?

-Yüzü kapalıydı o yüzden...

-Nasıl yani?

-Arkadaşının yüzünde maske vardı.

Can hızlı hızlı nefes almaya başlayarak etrafına bakındı. Çok geçmeden "Doğru ya maske!" dedi kendi kendine. Ardından tekrardan Yiğit'e baktı.

Bir süre sakin kalmaya ve düşünmeye ihtiyacı olduğunu biliyordu ancak buna vakti yoktu. Şu an hiçbir ayrıntıyı atlamamalıydı.

Mantıklı düşünmeliydi. Bunu da biliyordu.

Bu nedenle gözlerini kapatıp açtıktan sonra Yiğit'e bakarak:

-Bak Yiğit, sakin ol tamam mı? Sorularıma düşünerek cevap ver.

-Ya ne oluyor? Birlikte çikolata yiyecektik hani. Yine yemeden gidecek misin?

-Yiğit bak soruma cevap ver.  Hadi söyle bana...

-Hayır bana ne istemiyorum.

Can Yiğit'i sarstı ve öfkeyle:

-Yeter! Dinle beni diyorum sana!

Yiğit irkilerek geriye doğru bir adım attı. Korku dolu gözlerle Can'a baktı.

Can ise ne yaptığını bilemez bir hâlde ona baktı.  Gözlerini kaçırarak etrafa göz gezdirdi ve yoldan geçen insanların şaşkın şekilde kendilerine baktığını gördü.

Ancak bu şekilde biraz önce Yiğit'e  bağırdığının farkına vardı.

"Onu korkuttum mu acaba?" diye düşündü.

"Ama şu an bunun cevabını düşünemeyecek kadar önemli bir olay içindeyim." diye kendini rahatlattıktan sonra etrafa bakmaya devam etti. 

Bir süre sonra cebinden telefonunu çıkararak Selim'i aradı.

KİLİT KAPI CİNAYETLERİWhere stories live. Discover now