BEŞİNCİ KİLİT

399 159 234
                                    

"Kanı alnından, gözünün altına damladı. Sanki zaman tam da bu anda durmuştu. Kapatmaya direndiği gözlerinden ne olduğunu kendi de bilemediği bir şeyler boşaldı. Gözyaşıyla kanı birbirine karıştı ve yanağından dudağına aktı."

.

.

.

Can afalladı. Kafası karışmıştı.

"Ben mi? Ne demek istiyorsun sen?" diye haykırdı.

Can'ın bağırışlarını duyan Süleyman Amir adımlarını hızlandırarak koridorun başına geldi.

Onu gördüğünde koşmaya başladı ve:

-Can! İndir o silahı, hemen!

Can gözünü kapüşonlu kişiden ayırmadı ve elindeki silahı sıkarak:

-Amirim, genel müdürün ve diğer birçok insanın katili önümde duruyor ve siz silahımı indirmemi mi istiyorsunuz?

Süleyman Amir telaşla:

-Can, buna yetkimiz yok biliyorsun. İndir o silahı dedim sana.

Can ile Süleyman Amir tartışmaya devam ettiği sırada kapüşonlu kişi yeniden adım atmaya yeltendi.

Can bu esnada ona bakarak:

-Olduğun yerde kal! Seni cinayet büro amiri olarak vuramıyorsam, silahlı bir adam olarak vurabilirim. Değil mi?

Kapüşonlu kişi durdu. Bacağındaki kan yere damlamaya devam ediyordu ancak kanaması çok şiddetli değildi.

Bir süre sessiz kaldıktan sonra tekrar bacağına baktı.

Ardından başını Can'a doğru çevirdi ve alaycı bir şekilde "Vuramazsın." dedi.

Bu esnada Süleyman Amir Can'ın silahı tuttuğu elini yere indirmeye çalışarak:

-Yapma, indir silahını...

Can öfkeyle Süleyman Amire baktı ve:

-Amirim geri çekilin çünkü silahımı indirmeyeceğim!

-Silahı bana ver. Amirin olarak sana emrediyorum, hemen!

Can sinirle derin bir nefes aldı. Bu sırada kapüşonlu kişi bacağını tutarak koridorun girişine doğru koşmaya başladı.

Can ise dişlerini sıktı ve "Amirim, gerekirse bu adamı vurur sonra da istifa ederim. Onu elimden kaçırmayacağım. Şimdi bana izin verin lütfen!" dedi.

Ardından başını kapüşonlu kişiye çevirdi ve onun koridorun girişine doğru koştuğunu gördü.

Hiddetle "Hayır!" diye haykırdı.

Hemen kapüşonlu kişiye nişan aldı. Ateş edeceği esnada Süleyman Amir silahı onun elinden almaya çalıştı.

Çok geçmeden silah patladı. Ortamı garip bir sessizlik kapladı. Bu sessizliği tavandan yere doğru yağmaya başlayan cam parçaları bozdu.

Can koridorun sağlam kalan son lambasına ateş etmişti. Koridor artık tamamıyla karanlığa bürünmüştü.

Can sinirle etrafına bakındı ve:

-Amirim kaçacak. Elimizden kaçacak! Acele etmeliyiz!

Süleyman Amir bıkkınlıkla:

-Can dur artık, yeter!

Can Süleyman Amiri dinlemedi. Koridorun başına doğru hızla koşmaya başladı.

Hiçbir şey göremiyordu. Sadece duyduğu ayak seslerine doğru hızla koşmaya çalışıyor ve "Onu kaybedemem. Onu kimse elimden alamaz. Hayır kaçamaz!" diye kendi kendine söyleniyordu.

KİLİT KAPI CİNAYETLERİWhere stories live. Discover now