YİRMİ BEŞİNCİ KİLİT

102 38 106
                                    

"Büyük Patron tek noktaydı. Tek nokta her zaman son vermeye yarardı. Cinayet büroysa üç noktaydı. Tüm izleri sürerek Büyük Patronu aramaya devam ederdi. Ancak biri vardı ki o iki noktaydı. Ne zaman nerede olacağı, ne yapacağı, ne söyleyeceği belli olmazdı. İşte o iki nokta Candı."

.

.

.

~Bir Buçuk Saat Önce~

Süleyman Amir ve Selim büroya vardıklarında ekip arabasından indiler. Hızla büronun merdivenlerinden çıktıktan sonra Selim bilgisayarının başına geçti. Hastanenin kamera kayıtlarına erişmek için çalışmaya başladı.

Süleyman Amir bu sırada büroya gelen Metin ve İlyas'a olanları anlattı. Ardından amirler toplantı odasına gittiler. Selim kayıtlara ulaşana kadar bu durum hakkında konuşmaya başladılar.

Selim kamera kayıtlarına eriştiğinde görüntüleri tabletine aktararak hızla toplantı odasının önüne gitti.

Kapıyı çaldıktan sonra içeriye girerek:

-Buldum amirim!

Metin, İlyas ve Süleyman Amir nefes nefese kalmış şekilde içeri giren Selim'e baktı.

Süleyman Amir bunun üzerine oturduğu yerden ayağa kalktı ve:

-Kayıtlara mı ulaştın?

Selim elinde tuttuğu tableti Süleyman Amire göstererek:

-Evet amirim. Kayıtları çoktan izledim. Otoparkın kameraları aracın plakasını tam olarak görmüyordu ancak hastanenin önünden otoyola çıkan kısımda plakayı gören bir kamera buldum.

İlyas hemen Selim'in yanına geldi ve:

-Plakayı karayolu şerit kameralarında sorgulattın mı?

Selim başını sallayarak projeksiyon cihazının önüne gitti ve görüntüleri duvara yansıttı.

Ardından haritayı açıp otoyolu göstererek:

-Evet sorgulattım. Araç en son bu yolun sağa dönen kısmında kameralara yakalanmış.

Metin ekrana bakarak:

-Yani elimizde sadece bu bilgi mi var?

Selim haritayı yakınlaştırdıktan sonra ekrana döndü ve:

-Şanslıyız ki bu tarafa dönmüşler amirim çünkü bu yol ayrımı küçük bir ilçeye gidiyor.

Süleyman Amir hevesle kalktığı yerine tekrardan oturarak:

-Yani tüm ilçeyi aramamız mı gerekiyor?

Selim Süleyman Amire bakarak:

-Amirim ilçe nüfusu çok az... Ben biraz araştırdım. Bu aracın öyle küçük bir yerde halkın dikkatini üzerine çekmeden gidebileceği iki yer var. Bu iki yer dışındaki çoğu yer toprak araziden oluşuyor. Ev bile yok ilçede, kulübeler var.

Metin ekrandaki haritaya göz attı ve:

-Ama Can'ı kulübelerden birine götürmüşte olabilirler.

Selim otoyol ayrımına giden yolu eliyle göstererek:

-Amirim araç bu istikamette ilerlemiş. Yani bu yol ayrımına gelmeden önce gereksiz yere bu yoldan dolaşmışlar. Demek ki Can Amiri yakalayınca bir an afalladılar. Böyle olması muhtemel çünkü planlarında bu durum yoktu. Nereye gideceklerini bilmiyorlardı. Bu yüzden bence Can Amiri bu iki yerden birine götürmüş olabilirler.

KİLİT KAPI CİNAYETLERİWhere stories live. Discover now