ON BEŞİNCİ KİLİT

262 115 177
                                    

"Bazı sırların açığa çıkmaması gerekir."

.

.

.

Süleyman Amir hayretle İlyas'a baktı ve:

-Ne? Nasıl yani? Ne diyorsun sen?  Katil kendi kendine büroya gelip teslim oldu yani. Öyle mi?

-Amirim ciddiyim ama bu çok mantıksız... Aylardır ona dair tek bir ipucu bile bulamadığımız bir adam neden şimdi kendi isteğiyle teslim oluyor ki?

Metin düşünceli gözlerle:

-Sanırım biz nedenini biliyoruz.

Selim yutkundu ve:

-Ama amirim hemen mi? Hemen mi pes etti yani? Bu kadar çabuk mu?

İlyas Selim'i kolundan tutarak:

-Ne pes etmesi? Neden bahsediyorsunuz? Hem siz neden Can'ın yanında değilsiniz?

Süleyman Amir İlyas'ı Selim'in yanından çekti ve:

-Anlatacağız ama önce içeri girelim. Bu pisliğin kim olduğunu bir an önce görmek istiyorum!

Metin başını sallayarak:

-Evet, girelim.

Süleyman Amir bakışlarını  yavaşça büronun kapısına çevirdi.

İlyas ise'' Tamam o  zaman. Görelim bakalım içeride bize nasıl bir tiyatro sergilenecek!'' dedi.

Süleyman Amir önde Metin, Selim ve İlyas arkasında olacak şekilde ekip seri bir şekilde büronun merdivenlerinden çıkmaya başladı.

Süleyman Amir hızla nefes alıyordu. Vücudu yeniden uyuşmuştu. Bu sefer ki uyuşukluğun nedeni öfkeydi.

"O pisliğin derdi gerçekten sadece Can mıymış yani?" diye geçirdi aklından.

"Can'ı öldürdükten sonrası boş muymuş?"

"Onun öldüğünü duymak cinayet işlemekten vazgeçmesine yetti mi?"

"Bu kadar insan bunun için mi öldü yani?"

Süleyman Amir bu düşünceler içinde merdivenlerden çıkmaya devam etti.

Metin yorgun adımlarla yürümeye devam ederken "Bu çok mantıksız... Neden durduk yere teslim olsun ki? Bizi yanıltmak mı istiyor?''  diye mırıldanıyordu.

Selim ise aklında birbiriyle bir türlü bağdaşmayan binlerce olasılıkla boğuşuyordu. Böyle bir durumda katilin teslim olması gerçekleşebilecek son olasılıktı ve her nedense bu olmuştu.

Bu durumun ardındaki gerçek neydi? Ne yapmalılardı?

Can'ın yaptığı plandan vazgeçip teslim olan katil zanlısını mı sorgulamalılardı? Yoksa ne olursa olsun onun kurduğu plana sadık mı kalmalılardı?

Ancak  teslim olan kişi  gerçek katilse kurdukları plan amaçsız kalırdı. Zaten teslim olmuş bir kişiyi mi yakalamaya çalışacaklardı? 

Gerçek katil yarın mezarlığa gelebilmek için mi böyle bir şey yapmış olabilir miydi? 

Peki şimdi asıl korkak kimdi?  Can'ın ölümünü duymasının ardından cinayetlerden vazgeçtiğini göstermeye çalışan mı? Yoksa Can uğruna her şeyi göze alacak olan bu ekip mi?

En arkadan gelen İlyas, neler olduğunu anlamaya çalışarak merdivenlerden çıkıyor ve "Selim'e söylerim mülakat odasının kameralarını halleder. Sonrada  öttürürüm o zırtapozu. Anlarız derdi neymiş''  diye düşünüyordu.

KİLİT KAPI CİNAYETLERİWhere stories live. Discover now