ON ALTINCI KİLİT

245 105 218
                                    

" İntikam yolculuğuna çıktıysan kendin içinde bir mezar kaz! "

.

.

.

Süleyman Amir Selim'e baktı ve:

-Ne demek kaçmış? Bu nasıl bir saçmalık? Daha bu sabah vurulan adam nasıl hastaneden kaçabilir?

-Amirim bilmiyorum. Odasında yokmuş.

-Ya nasıl olmaz? Aklım almıyor. Çıldıracağım artık! Tüm bu yaşadıklarımız gerçek mi ? Yoksa bir kâbus mu?

Metin Selim'in telefonunu göstererek:

-Tekrar ara... Her yere bakmışlar mı? Bir sor bakalım. Belki de, ne bileyim dışarı falan çıkmıştır hava almak için.

Selim başını salladı ve:

-Tamam.

Süleyman Amir sinirle:

-Ara ve hoparlörü aç!

-Hemen arıyorum.

Selim numarayı tekrardan arayarak hoparlörü açtı. Birkaç saniye sonra telefon açıldı.

Yutkundu ve:

-Alo Mehmet, buldunuz mu?

-Hayır Selim bulamadık. Her yere bakıyoruz ama yok.

-Nereye gitmiş olabilir? Hastanede gören kimse yok mu?

-Selim nereye gittiğini bilmiyorum ama bence kendi gitti. İki saat önce uyandığında hastaneden çıkmak istediğini söylemişti ama biz dinlenmesi gerektiğini belirtip kalkmasına izin vermedik.

-Mehmet kamera kayıtlarına baktınız mı? Başka biri götürmüş olabilir mi?

-Bakıyoruz. Şu anlık bir şey bulamadık. Ama söylediğim gibi bence kendisi gitti. Çünkü biz yatağından kalkmasına izin vermediğimizde bir şekilde hastaneden kaçacağını söylemişti.

Süleyman Amir sinirle telefona yaklaştı ve:

-Kardeşim peki siz ne iş yapıyorsunuz o hastanede? Koca hastaneden kimse görmeden nasıl çıkabiliyor bu çocuk?

-Bakın Can hastanemizin resmi kayıtlarında olmayan bir hasta olduğu için onu mecburen VIP odaya aldık. Servislerden birine alamazdık. VIP odalar hastanemizde sınırlı sayıda bulunuyor. Bu nedenle hastanenin o kısmı çok kalabalık değil... Can da bu durumdan faydalanıp kaçmış olabilir.

-Peki sırtındaki yara... Durumu nasıldı?

-Bende şimdi buna geliyordum. Durumu iyiye gidiyordu ancak çok hareket ederse sırtındaki dikişler açılabilir ve tekrar ameliyata alınması gerekebilir. Vücudu bir ameliyatı daha kaldırabilir mi bunu bilmiyorum. Ayrıca az önce söylediğim gibi, dinlenmesi gerekiyordu.

Metin telaşla İlyas'a baktı ve:

-Ya bir yerde bayılıp kalırsa... Ne yapacağız şimdi? Nasıl bulacağız Can'ı?

KİLİT KAPI CİNAYETLERİWhere stories live. Discover now