OTUZUNCU KİLİT

114 39 55
                                    

"Sürüden ayrılanı kurt kapar."

.

.

.

Kar şiddetini arttırmaya başlamıştı fakat Can havanın soğukluğuna rağmen içinde gittikçe artan bir sıcaklık hissediyordu.

Sanki birazdan sonunu bildiği bir yola çıkacak gibiydi. Belki de o yol bugün bitecekti. Ya da belki bambaşka bir yöne evrilecekti.

Kesin olan bir şey vardı: Büyük Patron bu sefer beklemediği yerden darbe yiyecekti.

Can'a göre bu mahallenin öyle alelade bir yer olması pek mümkün değildi. Bu koordinatları yüksek ihtimalle sadece Büyük Patron ve esas iki adamı biliyordu. Can belki de bugün ilk kez ona dair gerçek bir ipucu bulacaktı.

Kim bilir? Belki de sadece bir ipucu değil Büyük Patronun kendisini bulacaktı.

Can düşünmeye devam ederken çalan telefonunun sesiyle başını gökyüzünden indirdi. Telefona baktı. Arayan Selimdi.

Açtı ve:

-Ne oldu Selim?

-Amirim az önceki konum nerenin konumu?

-Ne yapacaksın nerenin konumu olduğunu?

-Amirim yani eğer bir olay varsa ekipçe intikal ederiz diye düşündüm.

Can bir an düşündü. Metin'in dün ekip arabasında kendisine söylediklerini hatırladı. Beraber hareket etmeleri gerektiğini o da biliyordu ama bir yandan da ekibin hayatını tehlikeye atacak herhangi bir şey yapmak istemiyordu.

Eğer Can, o mahalleye yalnız giderse koruması gereken tek şey kendisi olacaktı ama ekibiyle birlikte giderse dört canı daha korumak gibi ekstra bir görev edinecekti kendine.

Fakat bir yandan da o bu ekibin lideriydi. Tek başına hareket etmesi ekibindeki kişileri yok sayması anlamına gelmez miydi?

Bunu yapmaya hakkı var mıydı?

Aslında o adreste ne bulacağını kendi de bilmiyordu. Belki de mahalleden hiçbir şey çıkmayacaktı. Boş yere ekibi bu işle meşgul etmiş olacaktı. Bunun olmasını da istemezdi.

Peki şimdi ne yapmalıydı?

Selim bir süre Can'ı bekledikten sonra telefonuna baktı.

Aramanın hâlâ devam ettiğini gördüğündeyse tekrar kulaklığını taktı ve:

-Amirim orada mısınız?

Can derin bir nefes alarak:

-Buradayım.

-Cevap vermediniz.

-Büroya geliyorum. Orada konuşuruz.

Can telefonu kapadı. Hastanenin önünde bekleyen taksiye binerek büroya doğru yola çıktı.

Bir süre arkasına yaslanıp düşündükten sonra başını camdan dışarı çevirdi. Kar şiddetini daha da arttırmıştı.

İçini garip bir his kaplamıştı. Sanki sonunda gerçek bir şeyler bulacakmış gibi hissediyordu ama en ufak bir hatası eline geçen bu şansı kaybetmesine neden olabilirdi. Bu yüzden iyi düşünmeliydi.

Ve bir an önce karar vermeliydi ancak kendi fikriyle mesleki yükümlülükleri arasında gidip geliyordu.

Eğer o adrese ekibiyle giderse ve birine zarar gelirse bu işin suçlusu kim olurdu?

KİLİT KAPI CİNAYETLERİWhere stories live. Discover now