KİLİT KAPI CİNAYETLERİ

ONUNCU KİLİT

"Demir ateşle dövülür."

.

.

.

Can bakışlarını Alper'e dikmiş bir hâlde ona yaklaşmaya devam etti.

Alper ise gülümseyerek:

-Emin misiniz amirim? Yardım etseydim.

Can sinirle güldü.

Bir adım daha yaklaştı ve:

-Evet eminim... Hem sen önce sana verdiğim diğer görevleri yerine getirmekle ilgilen.

Can alnına vurarak:

-Ama bak bir an unuttum görüyor musun? Sen daha bugün, bir görev uğruna merkezdeki büroya kadar gitmiştin. Değil mi?

-Evet amirim.

-Ama büroya gitme görevini sana ben vermedim Alper. Sanırım bu ayrıntıyı unuttun. Bunu daha kaç kez hatırlatmam gerekiyor sana?

-Şey, Tolga Amir büroya gidilmesi gerektiğini söyleyince ben d...

Can Alper'in sözünü keserek:

-Sen de hemen ben giderim mi dedin?

-Yani o sırada büroda yapacak başka işim olmadığı için...

-Tamam o yüzden gittin belki ama bana haber bile vermedin Alper. Ya sana ihtiyacım olsaydı ya önemli bir görev verecek olsaydım... Böyle başına buyruk davranabileceğini sana kim söyledi?

Alper başını yere eğdi ve:

-Haklısınız amirim, düşüncesizlik ettim.

-Bir daha olmasın.

-Emredersiniz.

Can Alper'i baştan aşağıya süzerek "Nasıl da güzel rol yapıyorsun! Yakında o eğdiğin kafanı yere gömeceğim." diye geçirdi içinden.

Ardından arkasını dönerek Selim'e baktı. Selim saati oturduğu koltuğun yanına saklamaya çalışıyordu.

Tekrar Alper'e döndü ve gülümsemeye çalışarak:

-Neyse gelmen iyi oldu aslında. Ben seninle başka bir şey konuşmak istiyordum.

Alper meraklı gözlerle Can'a baktı ve:

-Ne konuda amirim?

Can Alper'i kolundan tuttu. Hızla Selim'in yanından uzaklaştırmaya başladı.

Alper ise şaşkın şekilde etrafına bakınarak:

-Amirim nereye gidiyoruz?

-Dışarıda konuşalım. Burası biraz sıcak oldu.

Can Alper'i dışarı çıkardıktan sonra kolunu bıraktı. Sinirliydi. Şu an adeta içindeki öfkeyle savaşıyordu.

Konuşup konuşmamak arasında gidip gelse de planı uğruna bunu yapmalıydı.

Yutkunduktan sonra yumruğunu sıktı ve:

-Bugün merkezdeki büronun önünde sana biraz sert çıkıştım. Kusura bakma...

Alper şaşkınlıkla gülümseyerek:

-Önemi yok amirim. Şey bu arada Süleyman Amirden duyduğum kadarıyla bugün koridora delil aramak için gitmişsiniz. Bir şey bulabildiniz mi?

Can bakmaya devam etti. Bir şey söylemedi.