YİRMİ DÖRDÜNCÜ KİLİT

110 39 211
                                    

" Yılanların zehri vardır. Aslanların keskin pençeleri, timsahların dişleri, insanın ise beyni vardır. Her canlının silahı farklıdır. Ama her yılan zehre, her aslan keskin pençeye sahip değildir. Aynı her insanın beyne sahip olamadığı gibi... Yani anlayacağın sen, benim karşımda silahsızsın."

.

.

.

Süleyman Amir düşünceli gözlerle Can'a baktı ve:

-Ne demek istediğini anlamadım.

Can Süleyman Amire dönerek:

-Amirim şu koridora baksanıza... Bizim dışımızda en az on kişi daha var burada. Az önce Selim bana seslendi. Siz de duydunuz değil mi?

-Evet.

-Tamam işte. Ben de diyorum ki  az önce Alper'in odasından çıkan ve yanımızdan geçen doktoru daha önce hiç görmedim. Ben görmediysem onun da beni görmemiş olması gerekiyor.

Süleyman Amir endişeli gözlerle Can'a baktı ve:

-Olamaz. Yoksa...

Can hızla silahını beline geri koyarak:

-Artık çok geç amirim. Olan oldu artık. Şimdi siz Alper'in odasına gidip iyi olup olmadığına bakın. Ben de bu adamı takip edip kim olduğunu öğreneyim.

-Tamam ama dikkatli ol.

-Tamam.

Süleyman Amir Can'ın yanından ayrılarak Alper'in odasına doğru yürümeye devam etti. Can ise geriye döndü. Koridorun başına doğru hızla koşmaya başladı. Birkaç saniye sonra durdu. Gözlerini kısarak arkasında kalan serum askısına baktı.

Bir an düşündükten sonra yürüdüğü yoldan geri dönerek Alper'in odasına doğru koşmaya başladı. Kapının önüne geldiğinde hızla içeri daldı.

Süleyman Amir telaşla ona baktı ve:

-Evlat bir sorun mu var?

Can sinirle Alper'e bakarak:

-Alper iyi mi?

-Evet, gayet iyi... Uyuyor.

Can Alper'in yatağının başına giderek serum askısında takılı olan flakona baktı. Şişenin üzerine baktığında beyaz bir bant yapıştırılmış olduğunu ve bandın üzerinde  "Parasetamol" yazdığını gördü. Ancak bu yazı el yazısıydı.

"Bu gerçekten Parasetamolse neden ilaç adının üzerine bant yapıştırılma gereği duyulsun ki?" diye geçirdi içinden.

Süleyman Amir flakona bakan Can'ın yanına geldi ve:

-Ne oldu?

Can flakonu askılıktan aldı ve Alper'in kolundaki serum setini çıkardı.  Ardından Süleyman Amire dönerek:

-Hemen doktoru çağırın amirim. Bu ağrı kesici değil başka bir ilaç ve muhtemelen Alper'i öldürmek için ona takıldı. Benim şu an zamanım yok. O yüzden bu işle sizin ilgilenmeniz gerekiyor.

Süleyman Amir Can'ın eline tutuşturmaya çalıştığı flakona baktı ve:

-Öldürmek için mi? Ne diyorsun sen?

Can Süleyman Amirin sorusu bitmeden hemen önce bir hışımla odadan çıktı. Hızla koridorun sonundaki cama doğru koşmaya başladı. Camın önüne geldiğinde aşağıya baktı ve az önceki doktorun hızla otopark girişine doğru yürüdüğünü gördü.

KİLİT KAPI CİNAYETLERİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin