27

1.6K 127 15
                                    

Çocukların yanına geldiğim de duvara yaslanıp beklemeye başladım. Daha jiminin odasından yeni çıkıyolardı..

Namjoon farkedip yanıma geldiğin de sıkıca sarıldı bana...

Jungkookun odasına girdiklerin de namjoon bana seslendi..

"lisa neden gelmiyorsun?"
"namjoon, sonra lütfen.."

Kafasıyla onaylayıp odaya girdi..
Onlar o sıra Jungkookun odasındayken jiminin kapısına geldim.

Derin bir nefes alıp kapıya vurduğum da içeri gelmemi söyledi... Arkamdan kapıyı kapattığım da Jimin beni görünce gülmeye başladı.

"çocuklar la girmeyince bizi unuttun sandım lisa.."

Zoraki olsada gülümsemeyi başardım.

"lisa, sana teşekkür ederim, roseye şans vermemi sağladın.. Aramızı yeniden yaptın.. Teşekkür ederim."

"özür dilerim Jimin"

Kaşlarını kaldırıp bana baktığın da hızlı hızlı konuşmaya başladım.

"Jimin gerçekten özür dilerim, sizi bilerek o havada göndermek istemedim, benim yüzümden kaza yaptınız, özür dilerim, özür dilerim"

Yatakta kalkıp bana sarıldığın da konuşmaya başladı.

"senin yüzünden değildi lisa"
"telefon etmeseydim böyle olmayacaktı Jimin"
"hayır lisa, o havada biz gayet dikkatli gidiyorduk, karşıdan gelen sarhoş sürücü üzerimize geldiğin de kaygan zeminde kaydık"

Tekrar ağlamaya başladığım da Jimin dahada sıkı sarılmaya başladı.

"Jungkookun yanına da gitmedin dimi?"

Jimin den geri çekildiğim de kafamı olumsuz şekilde salladım. Jimin kahkaha atmaya başladı.

"ay lisa, şu kırmızı burnuna bak, gözlerinizin içi kıpkırmızı olmuş, güldürme beni heryerim ağrıyo"

Bende onun haline gülmeye başladığım da onu geri yatırıp kapıya döndüm.

"biraz dinlen"
"Jungkookun yanına git lisa, sana değer veriyor"

Kafamla onaylayıp kapıdan çıktım..
Bütün hepsi koltukta oturmuş beni izlerken jisoo bana gülüyordu.

"şu tipe bak ya"

Gözlerimi devirip boş koltukların birine oturdum..

Kısa süre sonra namjoon jungkookun odasından çıkınca bana seslendi.

"seni istiyo"

Sandalyeden kalkıp derin bir nefes aldım. Kapıdan içeri girdiğim de yanındaki sandalyeye oturdum.

"jungkook özür dilerim, özür dilemek birşeyi değiştirmiyor ama özür dilerim"

Jungkook beni kollarının arasına aldığın da konuşmaya başladı.

"namjoon dedi ki hiç ağlamamışsın aferim benim lisa ma.."

Çaktırmadan gözyaşlarımı silip konuşmaya başladım.

"evet, rose ağladı ama ben ağlamadım"

Kıkırdarken arkasına yaslandı ve bana sarılıp kafasını boynuma yerleştirdi.

"biraz böyle kalalım"

Kafamı sallayıp bende ona sarıldım.
Şuan gerçekten mutluydum.. İçimde ki ağırlık birden gitmişti...

10 dakika önce.....Namjoon

Jungkookla tek konuşmak için odaya girdiğim de yanına gittim. Yatağın daki boş yere oturup konuşmaya başladım.

"jungkook, kazanın olduğu an lisayla telefondan konuşuyordunuz, apar topar hastaneye geldik ve rose krizler geçirmeye başladı."
"şuan iyi mi?"
"iyi iyi ama konumuz o değil. Konumuz lisa.. Apar topar geldiğimiz de bambam ve ben lisayla beraber seni bekledik. Rosenin aksine ağzını bile açmadı."

Nefes alıp tekrar konuşmaya başladım.

"ameliyata alındınız lisa etrafta dönmeye başlamıştı ama sonra yavaşça sandalyeye oturup konuşmaya başladı. 'hepsi benim suçum, benim yüzümden bu haldeler' onun yüzünden olmadığını anlatmaya çalıştım kafasıyla onaylayıp sustu. Bütün gece gözünü bile kırpmadan bekledi. Bizi de o uyandırdı. "
" o iyimi namjoon? "
" az önce yanındaydım ve biz buradayken sanırsam ağlamıştı. Gözlerinin içi kıpkırmızıydı jungkook.. Ona artık söylemelisin "
" onu çağırır mısın namjoon? "

Ayaklanıp kapıya yöneldim.

" lisa jungkook seni istiyor"

________________________

Sanırsam burada uyuya kalmıştım. Ne kadar uyuduğumu bile bilmiyorum. Saate baktığım da 6 ya geliyordu.
Neeeee... O kadar mı uyudum.

Yanıma baktığım da jungkook bana bakıyordu.

"günaydın"
"akşam olmuş jungkook"
"eh biraz öyle oldu"
"neden uyandırmadın?"
"çok güzel uyuyordun"

Kötü kötü bakışlar atarak yatakta doğruldum.

"diğerleri nerede?"
"rose jiminin yanın da, diğerlerini de ben gönderdim."
"jungkook ben uyurken, yemek yedin mi? Hemen alıp geleyim, açlıktan ölüceksin"

İki eliyle suratımı kendisine çektiğin de konuşmaya başladı.

"yemeğimi yedim lisa, ama tatlı niyetine seni yiyebilirim?"

Dudaklarıma küçük bir öpücük bıraktığın da ne olduğunu unuttum.
Niye buradaydım ben?

Jungkook bian gülmeye başladığın da dünyaya yeniden bağlandım. Elimle ona vurduğum da

"niye öptün beni?"
"ahhhh lisa acıttın"
"özür dilerim, özür dilerim"

Yine gülmeye başladığın da yataktan kalkıp kapıya yöneldim.

"nereye?"
"jiminin yanına"
"ya tamam Bi daha öpmem"
"jungkook saçmalama, gitmiyorum. Birşey lazım mı onu sorucam."
"ohh tamam, bekliyorum"

Güle güle odadan çıktığım da jiminin odasına geldim.

"girebilir miyim?"
"tabii"
"bişey lazım mı kafetaryaya gidiyorum?"
"hayır teşekkürler"
"rose bişey lazımsa çekinme olur mu?"
"tamam lisaaaa"

Odadan çıktığım da yiyecek bişeyler aldım. Acıkmıştım Bi yandan da sıkılmamak için birkaç kart oyunu da aldım. Geri dönerken hemşirlerden birisi benim yanıma geldiğin de konuşmaya başladı.

"jungkook yarın taburcu olacak, imza atabilir misiniz?"
"tabi"

İmzayı atıp üst kata çıkarken jungkook odanın kapısından çıkmak üzereydi..

"jungkook"

Koşa kola yanına gittiğim de hala yürümeye çalışıyordu.

"napıyosun jungkook?"
"yürümeye çalışıyorum lisa"
"söylesene ben yapayım"
"tuvalete gideceğim lisa"
"beraber gidelim"

Dediğimle koca gözlerle bana bakmaya başladığın da jeton yeni düşüyordu bende..

"yani hemşire çağırayım, dikişlerin açılacak"

Elimde hemşireye işaret ettiğim de jungkooku tuvalete götürdü... Evet bugünde rezillik kotamızı doldurduk...


Fate - Liskook Kde žijí příběhy. Začni objevovat