01

10K 348 198
                                    

Arabayı otoparka parkettiğimde jisoo beni bekliyordu. Tainimi aldığım okula yani jisoo'nun yanına geldim. Okulun ilk günü ve ilk defa geldiğim bu okulu merak ediyordum. Arabanın kapısını açtığım an jisoo'nun sesini duymam bir oldu. Koşarak yanıma gelip daha kapıyı kapatamamışken kollarıyla kocaman bana sarıldı.

Jisooyla lise de tanışmıştık. Üniversiteyi beraber okuduktan sonra görevler için başka okullara gönderildik ama şimdi yine beraberiz... Jisoo koluma girmiş okulu anlatmaya başlamıştı. Öğretmenler odasına girdiğim de öğretmenler birbirleriyle sohbet ediyorlardı. Jisoo hemen bana ait olan bölgeyi gösterdi Ve ders programını elime tutuşturdu.

Çantamı masaya yerleştirip arkamı döndüğümde öğretmenlerin beni izlediğini farkettim. Elinde çiçeklerle bana bakan erkek öne atıldı.

"merhabaa ben jimin, müzik öğretmeniyim. Umarım iyi anlaşırız"

Elindeki çiçekleri bana uzatıp gülümsedi. Enerjik bir insandı.
sarı saçlarını sürekli savuruyordu. Uzun boylu birisi söze atladı.

"ben namjoon, edebiyat öğretmeniyim. Sana ben eşlik edeceğim yani bugün okulda bazı kurallar var ve sınıfların yerlerini göstereyim."

Diğer hocalara başımla selam verip namjoonu takip etmeye başladım. Gözünde ki gözlüğü düzeltip okulun kurallarını anlatıyordu. Koridorda yürürken kolumda ki saate baktım, neredeyse zil çalacaktı. Elimdeki kitapları düzelterek namjoon döndüm.

" birazdan dersler başlayacak, ben okulu kendi başıma gezebilirim. Sizde geç kalmayın derse"

"peki lisa, unutma bu gün dersler boş olacak çocuklarla etkinlik yapabilirsiniz."

Teşekkür edip sınıfın yolunu tuttum. 12. Ve 11.sınıfların tarih dersleri bendeydi. 12 A Sınıfının sınıf öğretmeni ben olduğumu farkettim ve dersim onlaraydı. En üst kata çıkıp içeri girdim. Hepsi yerlerinde dikleşmiş kocaman gözlerle beni izliyolardı. Elimdeki kitapları masaya bırakıp onlara döndüm.

"merhaba çocuklar, ben LALİSA MANOBAN.. Tarih öğretmeninizim ayrıca sınıf bu yıl sınıf öğretmeninizim, sorunuz varsa sorabilirsiniz.."

Öğrencilerin neredeyse hepsi ellerini kaldırdı.

"hocam sevgiliniz varmı?"
Gülümseyip Kafamla reddettim.

"hocam çok güzelsiniz"
"EVET hocam iyiki bizim hocamızsınız"

"belliiki soru sormayacaksınız bana okulu gezdirmeye ne dersiniz?"

Herkes aynanda ayağa kalkıp sıraya geçtiler. Hemen arkadan bir erkek çocuk öne çıktı.

"hocam burası bizim sınıf" dediğinde tüm sınıf kahkaha atmaya başladı. Kitaplarımı masada bırakarak telefonumu alıp sınıfın kapısını açtım. Önde ben onlar ise arkadan paytak paytak yürürken bana etrafı anlatıyolardı. Toplasan 20 kişilik bile olmayan sınıf eskiden yaşadıklarını dile getiriyolardı. Kız öğrencilerim ise yanımdan ayrılmadan çok güzel gözüktüğümü söyliyorlardı. Bahçeye geldiğimizde voleybol topu ile oynayan 2 çocuk vardı. Hemen çocuklar konuşmaya başladılar.

"hocam biz çok güzel valeybol oynarız sizde bizimle oynayın"

İlk başta biraz çekindim ama sonra kumaş ceketi çıkarıp oturma yerlerine bıraktım. 4e 4 şeklinde Takımları seçmiştiler bile.. Aslında fena sayılmam...
Oynamaya başladığımızda teneffüs zil çaldı ama hiç bozmadan devam ettik. Jisoo bahçede bizi gördüğünde kollarını sıvayıp karşı tarafa geçti. Elimdeki topu gerilerek karşı tarafa fırlattım. Az sonra jimin, manjoon ve birkaç öğretmen bahçeye çıkmıştı. Jimin hemen gömleğinin kollarını kıvırarak benim tarafıma geçti. İkimizde filenin önünde durup topu karşılamayı bekliyorduk. Topu arkamdaki çocuk havaya kaldırdı ardından jimine gönderdi ve bana yönlendirdiğinde yere sertçe yapıştırdım...

Ve biz yenmiştik. Jimin ise mutlu mutlu oturmuş etrafı izliyordu. jisoo ise kendisini banka atmış mızmızlanıp duruyordu.

Jungkook

Jimin ve namjoon ile bahçeye indiğimde jisoo ve sanırsam yeni gelmiş öğretmen çocuklarla voleybol oynuyordu. Jimin de dayanamayıp onlara katıldı.

"jiminnn saçmalamaa"
"yeni gelen öğretmen tam kafamda biri, sizin gibi sıkıcı değil hiç kaçırımıyım?"

Namjoon ise kahkaha atıyordu. Kısa süre sonra maçları bittiğinde onların yanına ilerledik. Namjoon hep yaptığı gibi jisooyu sinir etmeye başladı.

"yine yenildin ha, tam beklenildiği gibi"

Jisoo ayakkabısını çıkarıp fırlatacakken namjoon öbür tarafıma geçti.

"lisa iyiki gelmişsin, bunu sürekli yapalım çok eğlendim" jimin

Demek adı lisa

"tabikiii.. Sıkça yaparız"

Zil çaldığında hepsi üstlerini düzeltip ayaklandılar. Lisa'nın etrafını öğrenciler sarmıştı bir yandan dinliyor diğer yandan voleybol hakkında konuşuyolardı. Kendi sınıfımda geldiğimde 12B nin sınıf öğretmenliği geçen seneki gibi bendeydi. Farklı bi bağımız olduğu için yine bana vermişlerdi. Matematik öğretmenleri olduğum için fazlasıyla beraber zaman geçiriyorduk. Okulun en zeki sınıfıydı benim sınıfım A ise en beterleriydi...

"selam çocuklar bu günkü konumuz trigonometri.."
"hocam sinüs karşı bölü hipotenüs"
"cosinus ise komşu bölü hipotenüstür hocam.."

Onları dinlerken aynı zamanda soruları tahtaya yazmıştım bile 2 ders boyunca sıkı bir ders işleyip sınıftan çıktım. İlk gündü aslında boş geçerdi ama benim sınıfımı vakti değerliydi.
Öğretmenler odasına girdiğimde namjoon jimin ve jisoo lisayla sohbet ediyorlardı. Kitapları dolaba koyup ceketimi giydiğim de jimin ayaklanmış beni bekliyordu.

"sonra görüşürüz lisa"
"görüşürüz jimin"
"kızlar bende sizi eve bırakayım"
"saol namjoon lisanın arabası var ben onla giderim"

Hep beraber otoparka yürürken kızlar ileride ki arabaya yürüdüklerinde arabayı görmemle şok oldum. Camaroydu.. Şakamı.... Histerik gülüş attığımda jimin sorar bakışlarla baktı.

"camaroyu kullanmayı bile bilmiyordur"

Dediğimi jisoo duymuş olmalı garip bakışlar yolladı bana.. Ve tek kaşını kaldırıp arabaya bindi. Okuldan çıktığımda jiminle eve gelmiştik. Salak manitasıyla buluşmaya geç kalmış hızla evden fırladı. Bende kendimi koltuğa attım.

Açıkça yeni gelen öğretmen yani lisa fazla rahat gibiydi. Baba parasıyla camaro alıp hava atmak ayrı bişi tabi..
Gözüm hiç tutmadı o kızı. Sanırsam jisoonun arkadaşı.. Kafamdaki düşünceleri dağıtarak masanın üzerinde ki kitabımı alıp cam kenarında ki yerime yerleştim. Uzun bir gündü ve kitabımı okumaya başladım...



Fate - Liskook Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin