18-2

2K 153 19
                                    

Piyanadon kalkıp arkadaki elektronik gitarı boynumdan geçirdim. Jungkook un bundan haberi yoktu. Ne zaman gitarlarla çalışsak elektronik gitarla şiirler yazardı. Arkadaki bateriste işaret verdiğim de sopaların ritimleri duyuldu.. Kısa süre sonra elektronik gitarla ufaktan çalmaya başladım. Jungkook kocaman gözleriyle beni izliyordu. Kafamla gitarı işaret ettiğimde anlayıp. Sandalyeden kalktı ve elleri o tellere yerleşti. İşte benim tavşanımm...

Gitarla öyle bir oynuyordu ki... Elleri dans ediyordu gitarın üzerinde..

(out of time)

Gitarla yükseldikten sonra hepimiz durduk ve sadece jungkook çalmaya başladı. Gitarın ince tellerin den çıkan o ses hepimizi büüylemişti. Ve tekrardan hepimiz şarkıya girdik. Bateristin sopa sesleriyle gitarları bıraktığımız da büyük bir alkış koptu..

Gitarı boynumdan çıkarıp arkaya koyduğum da sahneden indik.. Jungkook hala az önce yaptığı şeyin etkisindeydi.. Onun bu suratına gülerken jiminin masasına gelmiştik. Jiminin suratında kocaman bir gülüş vardı.

"harikaydınızzzz, sahne yandı"
"lisa aa efsaneydinizz"

Gözlerim yeriyi aradığında göremedim. Büyük ihtimal gitmişti. Gece boyunca şarkılar eşliğinde eğlenip sohbet ettik.

Eve geldiğimizde artık kendi evime gitme vaktim gelmişti. Odaya girip çantalarımı alıp aşağı indim. Jungkook ise bana garip bir şekilde bakıyordu.

"nereye gidiyorsun lisa"
"evime jungkook,"

Çantamı yere bırakıp jungkooku yanına ilerledim.

"artık bileğim iğleşti, ve parti de bitti. Artık evime gitmem gerek"

Jungkooka sarıldığım da anında kolları belimi buldu.

"teşekkür ederim herşey için.. Çok eğlendim sizinleyken, sizi seviyorum."

Jimin merdivenlerde çığırmaya başladı.

"ne o lisa sanki veda ediyormuş gibi, alt tarafı karşındaki eve gidiceksin. Hem merak etme sürekli bize geliceksin gelmezsen biz sana geliriz ve ayrıca kıyafetlerim sende kalabilir yatılıya kalınca kolaylık olur"

Büyük bir kahkaha patlatıp çantaları elime aldım. Neredeyse 2 aydır yeni aldığım evime ilk kez giriyordum. Kapıdan çıkıp evimin önüne geldim. Garip geliyordu, hiç alışılmadık,.. Onlara o kadar çok alışmıştım ki yerleri asla doldurulamaz...

Kapıyı açıp içeri girdiğim de ışıkları yaktım. Çantalarımı yuka taşıyıp kendimi yatağıma attım. Koskoca evde sadece ben vardım. Bu biraz tuhafı...

Jungkook

Lisa gideli 10 dakika oluyordu ama evde büyük bir sessizlik vardı. O neşeli ses artık yok yerine sadece jiminin mızmızlanma sesi vardı..

Jimine nasıl dayanıyormuşum ben.. Şuan çok çekilmez birisi...

"ben lisayı özledim"
"bende jungkook hadi ona gidelim"

Hemen koltuktan kalkıp evden dışarı çıktık. Lisanın kapısını çaldığımız da pijamalarıyla bizi karşıladı. Bizi görünce gülmeye başladı. İçeri hızla girip kendimizi koltuğa attık. Lisa mutfaktan patlamış mısırla geldiğin de aramıza oturdu ve hepimizin sevdiği bir film bulup izlemeye başladık. Hepimiz yorgunduk ama fazlasıyla mutluyduk. Filmin sonlarında lisa ve jimin kol kola uyuyolardı. Örtüyle üzerlerini örtüp filme devam ettim..

Güneşin rahatsız edici ışığıyla uyandığımda kollarımın arasında lisa uyuyordu.. Jimin ise lisanın kolları arasında... Jimini ayağımla dürtükleyip uyandırdım.

"üff bu ayak kimin, çok güzel uyuyordum"
"kalk lan kızın kucağından"
"ya niye çok rahat kucağı, hem oda senin kucağında uyuyo"
"jimin, kalk lan"
"üfff, tamam be.."

Jimin kalkıp banyoya ilerledi. Lisanın saçlarını kulağının arkasına attığımda onu izlemeye başladım. Kısa süre sonra gözlerini açarak kocaman gülümsedi.

"günaydın tavşan"
"günaydın"

Evet uzun süredir tavşan diyordu. Nedeni ise tavşana benzememiş...
Gözlerini ovuşturup kollarımdan kalktı. Saçlarını düzeltip mutfağa ilerledi.

"ne istersiniz ne yapayım"
"bilmem"
"hep beraber gevrek yiyelim"

Üşendiğini anlamıştım. Gülerek mutfağa girdiğimde üç kaseyi ve gevreği alıp salona ilerledi.

"jungkook sütü unutmuşum, getiirmisinnn?"

"tamammm"

Sütü alıp içeri geçtiğim de jimin mutfağa giriyordu. Sütü kaseye koyduğumuz da lisa eliyle kafasına vurup Jimine seslenmeye başladı.

"jiminnnn kaşıklar unutmuşum getiirmisinnn?"

"tamamm"

Jimin yanımıza gelince komik bişiler açarak kahvaltı yaptık.. Lisa gevreğini yiyip kendini koltuğa attı..

"sonunda tatildeyiz.."
"evet, nereleri geziyoruz"
"ne, jimin ben yatmayı planlıyorum"
"ahahhaha ben varken, jimin şiii varken yatmak... Püühhh asla"

Jimine gülerken bu sefer ben söze girdim.

"jisoo ve namjoon beraber tatile gittiler bizde denize gidelim hem güzel bir tatil yapmış oluruz"

"EVET lisa, hadi git çantanı hazırla yola çıkalım."

"off tamam"

Gözlerimi devirerek odasına çıktığında bizde tabakları kaldırıp eve geçtik. Jimin otelden rezervasyonu yaparken ben çantaları hazırlamaya başlamıştım.

Yarım saat içinde arabanın bagajına çantaları koyarken lisa şortu ve güneş gözlüğüyle çoktan mooda girmişti.. Çantasını bağaja koyduktan sonra arka tarafa kendini attı. Jimin camdan kafasını içeri uzatıp lisa ya söylenmeye başladı.

"kızım öne geçsene"
"sen otur öne ben arkada yatıcam"
"vallahi pes"

Arabayı çalıştırıp yola koyuldum. Bekle bizi tatil biz geliyoruz....

Fate - Liskook Where stories live. Discover now