09

2.5K 188 24
                                    

Sabah uyandığımda koltuğun köşesinde uyuya kalmıştım. Daha doğrusu hepimiz uyuya kalmıştık. Tekli koltukta Jackson bir kolu dışarda uyuyordu. Öbür tarafta jungkook ve bambam beraber kol kola uyuya kalmışlardı. Yanımda ise jimin markın kucağına yatmış uyuyordu.

Ses yapmadan kalkıp mutfağa ilerledim. Eşofman yürümeme  izin vermese de mutfağa gelmiştim. Yerde sürünen paçalarımı kıvırdığımda eşofmanın yarısı neredeyse katlanmıştı. Dolabı açtığımda yumurtaları alıp tezgaha koydum. O sırada bileğim fazlasıyla acımaya başlamıştı.

Bileğime baktığımda mosmor bir şekildeydi. O elimi kullanmamaya çalışarak yumurtayı kırıp omlet yapmaya başladım. Jungkook sağlıklı beslendiği için süper sağlıklı omletler yapmaya başladım. Diğer çocuklar için ortaya patates kızartıp, sucuklu yumurta hazırladım. Jungkook için brokoli suyu sıktığımda diğerleri içinde portakal suyu hazırladım.

Masaya baktığımda herşey hazırdı tek eksik çatallardı. Onları koyduğumda içeri doğru ilerledim.

"dikkat dikkat kahvaltı hazırdır.."

Duymamazlıktan geldiklerinde..

"çocuklarrrr, dışarıya turistler gelmiş... Ordaki sarışın mı ne?"

Diye bağırdığımda beşi de mum gibi ayağa dikildiler. Bambamın peşinde cama doğru koştuklarında gülmeden edemedim. Bambamın suratındaki ifade herşeye değerdi.

Onlar bana dönüp somurturken elimle mutfağı gösterdim.

" lisa sende dünden beri bizi yiyosun  he, sürekli kız diy-- ohaaa" mark

"sucuklu yumurta mı o" jackson

"o omletler jungkook un yemeyin sakın"

Dememe kalmadan jimin yediği omleti koşarak çöp kovasına tükürdü.

"off jungkook nası yiyosun şunu" jimin

Jungkook omleti ağzına attığında oda koşa koşa çöpe gitti.

"lisa tamam sağlıklı besleniyorum ama veganda değilim"

Ben gülerken omlet tabağını alıp masadan kaldırdım. Masadaki yerlerini  aldıklarında bende bardakları tek elimle çocukların önlerine koydum. Masaya oturup sol elime çatalı alıp pateseyi yemeye çalışıyordum ama sol elle bu fazla zordu.

Dayanamayıp sağ elime alıp patatese uzandım. Mark postakal suyunu içerken öksürmeye başladı.

"mark iyimisin?" aynı zamanda sırtına vuruyordum.

"lisa... Bileğin" mark

Jimin sağ bileğimi tutup baktığında gözleri pörtledi.

"lisa, neden söylemedin... Bileğin mosmor.."

Jackson yerinden fırlayıp araba anahtarını aldığında bambam beni itekliye itekliye  kapıya götürüyordu.

"hey nereye gidiyoruz"

"nereye olabilir tabiki hastaneye" jungkook

Evden çıktığımızda hepimiz Jackson un arabasına bindik evet nası sığdık orası muamma.... Hastaneye geldiğimizde koştura koştura içeri soktular beni, herkes bize bakmaya başladığında jeton yeni düşüyordu. Altımda benden büyük paçaları 10 kat katlanmış bir eşofman ve omuzlarımdan düşecek olan beyaz bir tişört.

"yaaa, rezil oldum yaa"

Hepsi durup bana baktıklarında gülmeye başladılar.

"üfff sizin yüzünden halime bakın.. Eşofman belimden düşücek, yavaş yürürmüsün mark"

Bambam kahkaha patlattığında kötü bakışlarımı ona gönderdim. Bileğime röntgen çektirmiş sonuçları bekliyorduk. Doktor bizi içeri aldığında konuşmaya başladı.

"bileğinizin kötü bişeyi yok. Daha sert düşseydiniz çatlak oluşabilirmiş. Kolunuzu saracağız ama hiçbir şekilde bu elinizi kullanmak ve yormak yok."

Sargı bandaj alıp bileğime sıkıca dolarken canım yanıyordu. Konuşmaya devam etti.

"2 hafta sonra tekrar gelin, bileğinizin kullanmaktan çekinin  lütfen, geldiğinizde duruma göre sargınızı çıkarabiliriz."

Sargıyı sardıktan sonra üzerine bileğimin sabit durması için kalın bir bileklik sardı. İşimiz bittiğinde arabaya doğru yürümeye başladık.

" lisa duydun, gerekirse bize gel zaten ev şurası hemen yardım ederiz" jackson

"okumam gereken  sınavlar var , hadi eve gidelim"
"sen nasıl okicaksın sınavları" mark
"ya tik atıyorum, bişi yaptığım yok"
"olmaz lisa zaten bizim yüzümüzden bu haldesin.. Biz okuruz kağıtları." jimin
"saçmalamayın, cevapları bile bilmiyorsunuz"
"lisa bizde dediysek bizde hadi bin arabaya" jungkook

Geldiğimizde evime kıyafetlerim ve sipariş ettiğim herşey içeri taşınıyordu. Koştura koştura içeri girdiğimde peşimden gelip eve baktılar.

"oha harbiden çok iyi olmuş burası" bambam
"şu tabloya bakın, efsane" mark

Kıyafet kutularından uzun askılı siyah elbisemi alıp lavaboda Üzerimi değiştirdim. Tek elle yapmak biraz zordu ama hallettim. Dışarı çıktığımda jungkook elbise kutularını yukarı taşıyordu.

"Jackson kıyafetlerini sonra versem olur mu?"
"önemli bile değil takma kafana"

Bütün eşyalar taşındığında tek elimle poşetleri yırtıp yerlerine yerleştirmeye başladım. İçeri giren namjoon ve jisoo da yardım etmeye başladı.

"harika olacak, çok güzel şeyler aldık" jisoo

Mark gözüne kestirdiği boyundan büyük tabloyu kapının girişine astı. Cuk oturmuştu. Yüksek tavanlı   olduğu için geniş bir evdi.

Koltuklara minderleri yerleştirip üskata çıktığımda jungkook ve jimin komik bir şekilde tartışıtıyorlardı.  Ellerindeki tabloları koridordaki masanın üzerine koyup

"bu daha güzel" jimin
"salakmısın jimin bu daha güzel hem halıylada uygun" jungkook
"ne zamandan beri halıya bakıyorsun sen" jimin

Jimin jungkook un kafasına vurup kendinkisini astı. Gülmekten çenem ağrırken jimin beni görüp yanıma geldiğinde jungkook tabloyu değiştirdi.

İkiside aşağı iniğinde sipariş ettiğimiz pizzalar gelmişti. Sabahtan beri evi bitirmeye çalışıyorduk ki sonunda bitmişti. Ev gerçekten güzel olmuştu.

"eeee ne zaman yeni ev partisi" jackson
"bileğim iyileşir ileşmez"

Sohbet ettikten sonra herkes evlerine dağıldı.

"lisa araban kapının önünde"
"jisoo sende kalabilir  2 hafta boyunca araba süremeyeceğim.. Taksiyle gelirim ben"
"peki dikkat et kendine" diyip öpücük gönderdi. Onlarda gittiklerinde kendimi yatağıma atıp uyumaya başladım. Yeni evim yeni maceralar...

Fate - Liskook Where stories live. Discover now