26.Bölüm

12.6K 656 134
                                    

Bölüm ithafı ;  hissedilesi1

Gel demiyorum ama,

Bekliyorum...

Ağlayarak yastığıma tekrar sarıldım. Yarın Uraz'ın düğünü'nün olacağı aklıma geldikçe daha şiddetli ağlamaya başladım.

Hayır ya ! Evlenmesin .

Kalbim sanki iğne batırmışlar gibi acırken yatağımın karşısındaki dolabın aynasından yansımama baktım. 

Tek kelimeyle Felaket'tim. Ağlamaktan kızarmış gözlerim, morarmış göz altlarım ve ruh gibi görünmemi sağlayan bembeyaz yüzümle gerçekten Felaket'tim.

Onu gerçekten seviyordum ben. Onun evlenmesini istemeyecek kadar'da bencildim. O küçük kız benden nefret ediyormudur?. Etmesin. Ben kötü birşey yapmadım ki. Ben sadece yeni bulduğu babasını sevdim. Çok sevdim.

Sinirle ellerimi saçlarıma sertçe geçirip bıraktım. Evleniyordu işte !

Lanet olsun Evleniyordu ! . Beni kandırdı . Seviyorum dedi. Kandırdı beni.

Şimdi biz ne olduk ?

Eski sevdalı mı?

Yoksa bizimkiside Destan'mıydı?

Çok severken ayrıydık. Ben nasıl yapacaktım. Onu o kızla yan yana gördüğümde yüreğim yanardı benim. Bunu hiç mi düşünen yoktu.

Kapım tıklatıldı.  Kilitlemiştim kapıyı kimse girmesin diye.

"Kızım" diyen annemin sesni duydum. Ama seslenmedim. Çünkü seslenirsem anlardı. Ağladığımı." Ben Aycan Teyzen'e gidiyorum. Yarın ki düğün için yemek yapılacakmış" dedi .

Sinirden kafayı yemek üzereydim. Yarın ki düğün.  Yarın ki düğün.  Yarın ki düğün.

Beynimde yankılanan aynı şeyle hızla ayağa kalktım. Annem bile onlara yardıma gidiyordu. Bilmiyordu ki burda kızı çok kötü durumda.

Yarın ki düğün. Yarın ki düğün. Sinirle saçlarımı sertçe çektim. Bir-kaç saç teli elimde kalmıştı . Sağa sola giderken dağıtıp parçalayacak birşeyler aradım.

Yatadaki yorgam ve yastığı sinirle yere savurdum. Ve çığlık attım. Evet bu iyi geliyordu. Yatağımın yan tarafındaki küçük masamı'da yerle bir ettim ve yine çığlık attım. Gözlerimden yaşlar boşalırken sinirden önüme ne gelirse yerle bir  ediyorudm.  Galiba sinir kırizi geçiriyordum.

Tekrar ellerimi saçlarıma geçirip yolmaya başladım. Günlerce sessiz sessiz ağlamak öyle bir içime işliyordu ki. Şimdi seslerim iki mahalle öteden durulabilecek cinstendi.

Kapıma vurulma sesiyle sinirle sağa sola gitmeye başladım.

"Miray! Iyimisin kardeşim? . Aç şu kapıyı!" Diyen Gediz abim'in sesi geldi kulaklarıma ardındanda " Miray iyimisin?! Aç hadi kapıyı " diyen Berfin'in sesi geldi.

Bağırarak ağlıyordum kimseyle konuşmak istemiyordum ben. Kimse beni görsün istemiyordum.

"Gidin!" Diye son gücümle bağırdım. " Gidin! Sizde Urazlara gidin ! beni yanlız bırakın "

Delirmemek elde değildi. Sevdiğim adam evleniyordu. Başkasıyla! .

Nefes almak bile zor geliyordu artık. Nefes almam zorlaşmaya başlayınca nefes almaya çalıştım .  Gediz abim ve Berfin'in ne dediklerini anlayamıyordum.

Reis'in kardeşi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin