36.Bölüm

5.5K 187 12
                                    

"Ya bu elbise güzel oldu mu ki ?"Diye bilmem kaçıncı kez yönelttiğim soru ile herkes kendini bir tarafa atmıştı.

Ne var canım? Kaç kez söz yapacağım sanki güzel giyinmek istemem suçmuydu? 2 hafta çabuk geçmiş ve ben çok iyiydim. Dikişler alınmış çok çabuk toparlamıştım ama ben hâlâ hangi elbiseye giyeceğime karar vermemiştim. Hergün başka bir elbise de karar kılıyordum. Hergün kızları çağırıp salona jüri gibi otuttuyor ve odamda denediğim elbiseleri onlara gösteriyor ve yorum yaptırıyorum. İşin tuhaf yanı onlara yorum yaptırıp en sonunda yine benim sevdiğim elbiseyi seçiyordum.Herkes benden bıkmıştı.

"Bunu giy ozaman. Bak bu da çok güzel." Demişti Arya elindeki uzun kırmızı elbiseyi tutarken, yan gözle elbiseyi süzüp Arya'ya olmaz dercesine kafamı salladım.

"Hadi o uzun elbisenin eteklerine takılıp düşersem. Ya da kahveleri ortaya dökersem. Allahım felaket olurdu." Dedim dehşetle

"Ama bak kanki. Eğer kaheyi dökeceksin Enver amcanın üzerine dök ki iş kökten çözülsün." Diye benimle dalga geçen Mert'e kötü bakışlar attım. Sahi onun burada ne işi vardı?

"Senin ne işin var burada be? Uğraşma benimle zaten stresliyim. Akşama ne kaldı şurada." Mert bıkmış ve inanılmaz birşey demişim gibi bana baktı.

"Bende onu diyordum. Benim ne işim var burada? Gel erkek gözü ile birde sen bak diyen siz değilmişsiniz gibi konuşma Sinsirella."

"Aman be sana birşey diyende suç."Diyip üzerimi birdaha süzdüm ve hevesle kızlara döndüm."güzel değil mi? Evet bence de güzel." Diye gülümseyip odama gittim. Kızların arkamdan "bu kız kafayı yedi." Gibi söylemlerini duymazdan gelip aynada kendime baktım elbise çok hoş duruyordu. Akşama çok az kalmıştı. En sonunda kızlar da yanıma gelip makyaj ve saçlarımı yapmaya başladı. Helen 'Ben erkek tarafıyım. Birde kız verip üzülemem. Biz kız alırız.'demelerinin ardından Mert ile birlikte gitmişti. Her ne kadar 'zamanı gelsin bizde seni söke söke alacağız' demek istesem de şuan bunu ona söyleyip Korkutmak istemedim. Saçlarımı hafif arkadan toplayıp, sadece ve güzel bir makyajın sonunda hazırdım. Babamlar ve abimler işten gelmişti ancak daha beni görmemişlerdi. Annem her odaya gelmesine tükürük yağmuruna boğup gidiyordu. Ne varsa tükürecek?

Yavaş yavaş saatler ilerledikçe içimde ki heyecan da artıyordu. Arya, Berfin ve Meryem beni sakinleştirmeye çalıştıkça ben daha da heyecan yapıyordum.

"Düşünsene Murat amca ters köşe yapıp 'bende size vercek kız yok' diyormuş." Arya'nın babamın sesini taklit etmesi ile güldüm. Yapmazdı benim babam ya.

"Ayyy" dedi Berfin kendini yatağa atarak,"eğer öyle birşey yaparsa en çok ta şu iki haftaki halimize yanarım."

"Aman be." Dedim aynadan dalgalı, öndeki iki tutamı araya tel toka ile tuturulmuş saçlarıma bakıp kızlara dönerek," Ne yaptım sanki? Bende ilerde size böyle bir kıyak geçerim olur biter."

"Hele bir geçme." Dedi meryem elleri belinde bir şekilde, üzerindeki çıtı pıtı bir elbise olmasa bu kız da çirkeflik var diyeceğim. Doğrusu bende de varda işte biz işimizi gizliden hallediyoruz.

Açılan kapı ile bakışlarım kapıyı buldu. Odama ilk giren babamdı. Ardından Mete ve Gediz abim girdi. Kızlar müsade isteyip çıkarken ben dolu gözlerle bana bakan üç adama bakıyordum. Sanki söz den sonra beni alıp götüreceklerdi şuan öyle bir hava vardı. Benimde gözlerim dolarken, babama sarıldım.

"Amanda aman üç koca bebek de ağlarmış." Üçü de benim dediğim gülerken babama baktım."Ama yapmayın vazgeçeceğim şimdi sözden."

"Aman kızım." Dedi babam kafasını sağa sola sallarken,"Bende seni vermeye meraklı değilim ama bu Uraz denen hergele, kaç haftadır başımın etini yedi." Diye bana daha sıkı sarılıp alnıma öpücük kondurdu.

Reis'in kardeşi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin