"Uyuyup dersi dinlemediğine göre sanırım konuyu çok iyi biliyorsun?" diye Soo hoca kaşlarını çatarak sorduğunda Kai, yüzüne şaşkınca bakmış ardından tahtada yazanları görünce "Aa evet evet! Çok iyi biliyorum! Siz bana göre geriden geldiğiniz için uyuyordum." diyerek benim ona tedirgince bakmama neden olmuştu. Gerizekalının matematikle ilgili bildiği tek şey üçgenin iç açılarının toplamı 280 derece olduğuydu. Hem şimdi fark ettim de onu da yanlış biliyormuş...

Soo hoca Kai'nin özgüveni karşısında kaşlarını kaldırdığında gülerek "Öyle mi? İyi. O zaman gel konuyu sen anlat. Ben de seni dinleyeyim. Madem bu kadar iyi hakimsin konuya, biz de öğrenelim senden bir şeyler." demişti. Aha is my shit...

Kai sözlerini başını sallayarak onayladığında bize ben sıçtım bakışı atmış ardından adımlarını tahtaya yönlendirmişti. Yemin ederim gerizekalı bu çocuk. Madem bilmiyorsun niye biliyorum diyorsun? Sevgilisi diye Soo hocaya güveniyordu sanırım ama çok yanlış yapıyordu. Soo hocanın taviz vermeyeceği tek konu işiydi. Aşkla işi karıştırmayanlardandı o da.

Tahtaya çıktığında Soo hoca elindeki kalemi ona uzatmış, ardından masaya oturarak bakışlarını ona dikmişti. Kai de dudaklarını ısırarak elindeki kaleme baktığında boğazını temizleyip bakışlarını bize döndürmüştü. Hadi ayıcık, yapabilirsin! Tahtadakileri okusan bile konuyla ilgili bir şeyler kaparsın. Kolay konuydu çünkü.

"Şimdi önerme dediğimiz şey şöyle bir şeydir..."

  Evet, çok güzel girdin bunu sakın bozma.

"Çikolatalı pasta gibi bir şey."

   Ya da vazgeçtim...

Soo hoca gülmemeye çalışarak ona devam etmesi için işaret verdiğinde gerizekalı doğru yolda olduğunu zannederek büyük bir mutlulukla devam etmişti. "Mesela çikolatalı pastanın içinde çilek varsa bu doğru bir önermedir. Ama eğer ceviz varsa bu kesinlikle yanlış bir önermedir. Çünkü cevizler çikolatalı pastanın tadını kötü yapar. Size verebileceğim en büyük tavsiye çikolatalı pastanın içinde ceviz olmamasına dikkat etmeniz arkadaşlar! Bir de o ceviz çürük çıkarsa vay midenizin haline! Mesela ben, bir keresinde pezevenk Sehun'u pastaneye yollamıştım pasta alması için. Ama gerizekalı gidip içinde ceviz olan çikolatalı pastadan almış. Tadına baktığım zaman midem bulanmıştı, o yüzden ben de intikam için Sehun'un bubble teasinin içine Baek'in şampuanından katmıştım. Tabi şerefsiz, bunu içtiğinde gulu gulu yaparak ağzından köpükler çıkarmıştı ve biz de onu hastaneye götürmek zorunda kalmıştık. Kısacası asla ceviz yemeyin. Çünkü ceviz böyle kötü şeylere neden olur. Teşekkür ederim!"

Kuzey Kore Başkanı gibi bizi selamlayıp yerine oturduğunda biz ona şaşkınca bakıyorduk. Yemin ediyorum beyinleri yerine saman taşıyordu bunlar. Bir de şerefsiz kendi kendini ele vermişti. Demek Sehun bubble tea yüzünden değil, Kai yüzünden zehirlenmişti. Vay, alçak!

Sehun Kai'ye sinirle bakıp "Teneffüste öldün." diye mırıldandığında ben sıkıntılı bir nefes vererek önüme dönmüştüm. Bir rahat dursanız şaşardım zaten.

 
Soo hyung Kai'ye bakarak "Evet, arkadaşlar. Kai arkadaşımıza bize konuyu çok iyi anlattığı için teşekkür ediyoruz. Ve ona bundan sonra sık sık ceviz yiyeceğimizi söylemek istiyoruz. Cevizin önemini onun sayesinde bir kez daha anladık." dediğinde sınıf kahkaha atmaya başlamıştı.

Kai, Soo hocanın sözleri karşısında birden sinirle sırayı itip yerinden kalktığında söylediği şeyle kahkahaların son bulmasına neden olmuştu. "Seni seviyorum, hocam!"

    
Gözlerimizi pörtleterek ona baktığımızda Lay, "Delirdin mi amına koyduğum?" diye fısıldamıştı. Ama bunu takmayan Kai, ciddiyetle Soo hocanın gözlerinin içine bakmaya devam ettiğinde Soo hoca da bizim gibi şok olmuş gibiydi. "E-efendim?"

Fuck you, Teacher! (Chanbaek)Where stories live. Discover now