I love you

5.6K 360 761
                                    









      Baekhyun

      Yüzümü avucuma yaslamış öylece otururken karşı masadaki yakışıklı şerefsizi izliyordum. Saçını mı kısaltmıştı, ne yapmıştı bilmiyordum ama feci yakışıklı geliyordu şu an gözüme. İçimdeki kaşar, salyalarını akıtırken beynime, üstüne atla komutu veriyordu ama onu dinlemeyecektim. Sonuçta ben, dirayetli bir insandım. Ehehehe

"Amına koyayım, gözlerinle soydun hocayı. Niye öyle insan görmemiş yamyamlar gibi bakıyorsun adama? Rezil, orospu çocuğu seni." diye konuşan Chen'le ona yamuk bir sırıtış verip orta parmak çekmiştim. Yamyam değildim belki ama karşımda da heykel gibi adam vardı şimdi. Bırak da bakayım, bir zahmet.

Kantindeki masalardan birine oturmuş, dedikoducu teyzeler gibi milleti çekiştirirken karşı masamıza encalarım ve şerefsiz kalp hırsızım oturmuştu. Onlar yüzünden birden masada sessizlik oluştuğunda birbirimizle çaktırmadan bakışmaya başlamıştık.

Daha doğrusu ben ve Chanyeol hariç diğerleri bakışıyordu. Şerefsiz sevdiceğim -evet sonunda kabul edebilmiştim- bana bakmamak için adeta kendisiyle savaş veriyordu. Ama bekle sen! Benim adım da Byun Baekhyun ise o gözleri kendime mühürleyecektim. Benden başka hiçbir şeyi göremeyecektin.

"Kanka sizin gönül işi ne oldu şimdi? Başlamadan vaz mı geçti adam?" diye soran Sehun'la ona küçümseyici bir bakış atarak önüme döndüm. Benden kim vazgeçebilmişti ki o vazgeçebilsin? Daha köpek edecektim onu peşimde. Tabii, eğer kendimi affettirmeyi başarabilirsem...

Sıkıntılı bir nefes verip geriye doğru yaslandığımda nihayet gözleri gözlerime değebilmişti. Ona kocaman gülümseyip el salladığımda ise anında kaçırmıştı gözlerini. Yaptığı bu hareket yüzümü asmama neden olmuştu. Şerefsiz herif, niye kırıyorsun minnoş kalbimi?

"Gösterip de vermiyor bu puşt bana. Öpmeyi biliyor ama elletmeyi bilmiyor." dediğimde Kai gür bir kahkaha atarak kantinde oturanların bize dönmesine neden oldu. Amına koyduğum, dikkat çekmesene!

"Seninki yine iyi kanka. Biz öpüştük, seviştik ama resmileşemedik." diye iç çekerek konuşan Tao'yla üzgünce ona bakmıştık. Evet, yılbaşı gecesi sevişmişti ingilizceciyle. Hem de benim odamda. Amına koyduklarım yüzünden odaya üç gün girememiştim. Seks kokusu her yere sinmişti. Menilerini de çarşafa akıtmışlardı, orospu çocukları... Aklıma o anlar gelince içim yine saf öfkeyle doldu. Gel de mutlu ol, bunlarla...

"Üzülme kanka. Belki sana bir dahaki sevişmenizde evlenme teklifi eder." diyen Lay'le göz devirdim. "Biraz mantığını kullansana piç. Sen öğrencisin, o öğretmen. İlişkinizde nasıl bir resmilik olmasını bekliyorsun?" dediğimde hepsinin yüzü düşmüştü.

Hay, amına koyayım...

Söylediklerim, hepimizin durumunu yüzümüze vurduğunda ben de üzülmüştüm. Cidden ne yapacaktık? Birbirimize bu kadar yasakken nasıl aşacaktık bazı engelleri? Gerçi ben daha engel aşabilecek bir ilişkiye sahip miydim, ona bile emin değildim ama...

Durumumuz hakkında kara kara düşünürken masamıza gelen sarışın kızla gözlerim şokla açıldı. Siktir... bu geçen gün, tuvalette seviştiğim kızdı. Hocalar da muhabbetini kesip bakışlarını bize döndürdüklerinde beynimde Uh huh this my shit şarkısı çalmaya başlamıştı. Yediğin boku temizle şimdi, gerizekalı Baekhyun...

Dev bebeğimin gözleri de dikkatle beni izlerken sanki beynimin içine girmeye çalışır gibiydi. Ama merak etme bebeğim, seni aldatmayacağım. Şerefsizim ama gavat değilim. Amına koyduğumun Lucas'ı bu kategorideydi. Ehehehe

Fuck you, Teacher! (Chanbaek)Onde as histórias ganham vida. Descobre agora