Drunk

5.2K 394 524
                                    








Baekhyun


    "Şey, daha ne kadar birbirinize öyle bakmaya devam edeceksiniz? Beni geriyorsunuz da."

Xiumin hyungun sesiyle bakışlarımı karşı koltuğumda oturan yoda kılıklı heriften çekerek ona döndürdüğümde diken üstünde oturduğunu görmüştüm. Geldiklerinden beri hiçbirimiz tek kelime etmeyerek onu germiş olmalıydık. Tabi, Kai hariç hiçbirimiz...

O, Soo hocayı görür görmez "Oropsu penguen!" diye bağırmaya başlamış ve o gergin anda gülmemek için kabız olmuşum gibi gözükmeme neden olmuştu. Şerefsiz, gerçekten sınırın çok üstünde içmişti. Şu an kelimelerini anlayabilmemize bile şükrediyordum.

"Baekhyun, ev sahibi olarak bari sen bir şeyler söyle, kuzen. Kırk yılın başında arkadaşlarımı tanıştırmak için eve getirdim. Böyle mi karşılıyorsun bizi?" diyerek Xiumin hyung konuştuğunda söyledikleriyle sıkıntılı bir nefes verdim.

Japonya'dan elinde bavullarla habersiz bir şekilde çıkıp gelen kuzeniniz, eve tanıştırmak için arkadaşları diye öğretmenlerinizi getirse eminim hepiniz, odada oksijen diye gerginlik solurdunuz. Özellikle içlerinde, şeytan olarak nitelendirdiğiniz bir hoca varsa. Ve tek olay bununla da sınırlı değildi.

Odada bulunan hocalar ile Xiumin hyung, bizim gibi birinci dereceden yakın arkadaş çıkmıştı. Tanrı bile kesin kahkahalarla izliyordu hayatımı. Hep kiliseye uğramadığım için yapıyorsun böyle değil mi?

Lanetlenmiştim işte, biliyorum...

"N-neden, neden sevmijorsun beni? *hıck* Penguenim neden sevmhiyorsun?" diyen Kai'yle düşüncelerimden sıyrılarak bakışlarımı ona döndürdüğümde savsak adımlarla Soo hocaya doğru yürümeye çalıştığını görmüştüm. Hıçkırık tuttuğu için ne söylediği de tam anlaşılamıyordu şapşal ayıcığın.

Tam, son adımlarını da tamamlayıp Soo hocaya ulaşmıştı ki kendini birden yere bıraktı. Soo hoca da düşmesiyle birlikte hızlıca oturduğu yerden kalkıp onu kaldırmak için hareketlendiğinde ise eliyle onu durdurmuştu.

"S-sana her baktığımda böyle düşüyorum işte ben. Ve o zamanlarda düştüğüm yerden sen bile kaldıramıyorsun beni. Yürüdüğüm yolda da tıpkı şu anki gibi yapayalnızım. Varsın ama aslında yoksun..."

Hepimiz şaşkınca ona bakarken o, çoktan düştüğü yere iyice yayılmış ve uyku moduna geçiş yapmıştı. Benim minik ayıcığım, gerçekten paramparçaydı. Bunun farkındalığıyla bir iç çekerek tam boynu tutulmasın diye onu kaldırmak için harekete geçmiştim ki Soo hoca da beni durdurmuştu. "Ben taşırım, Baekhyun. Odası nerede?"

Gözlerimi kırpıştırarak ona bakarken "Şey, o benimle uyuyor. Yukarıda sağdan ikinci oda." demiştim. Söylediklerimle Soo hocanın birden kaşları çatılarak dudakları düz bir çizgi halini aldığında kafasını onaylar anlamda sallamıştı. N'oldu kıskandın mı?

Ulan iyilik meleği olacağım derken de sürtük etmiştim kendimi, iyi mi. Önce Lay, şimdi Kai, sırada kim vardı acaba...

Soo hoca, Kai'yi kaldırarak elini beline koyduğunda Kai, direkt kafasını boynuna gömmüştü. "Seni seviyorum ımm..." diyerek şerefsiz, hocanın boynunu öpmeye başladığındaysa gözlerim Soo hoca gibi şokla aralandı. Pezevenk, içkinin de etkisiyle ne yapıyordu?

"OHA PORNO!" diyerek Sehun fangirller gibi çığlık atmaya başladığında Tao da "Yaşasın porno! Ben pornoyu çok severimmm!" diyerek ona eşlik etmişti. Kris hoca ve Luhan hoca kahkaha atmaya başladığında ben bu hallerine onaylamazca kafa sallıyordum. Rezil orospu çocukları sizi...

Fuck you, Teacher! (Chanbaek)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin