Chaos

3.8K 278 643
                                    











       Baekhyun




"Orospu karı, 70 vermiş bana! Ulan 100'lük kağıt vermiştim ben ona. 30 puanımı nereden kırdı?" diye konuştuğumda Chen, üzerime atlamak için atak yapmıştı ki Lay, onu kapüşonlusundan yakaladı. Sanki ne yapabilirdi ki bana?

"Bırakın gelsin! Gel hele, gel, gel." dediğimde Sehun kahkaha atarken Chen, Lay'i itip bana attığı sikici bakışlarla sırasına oturmuştu. Tabii sövmeyi de ihmal etmemişti. "Ulan amına koyduğum, 70 neyine yetmiyor senin! Ben 30 aldım 30! Asıl benim 70 puanımı nereden kırdı manyak karı?"

"İyi yanından bak, kanka." diye konuşan Sehun'la bakışlarımız ona döndü. Yine ne saçmalayacaktı acaba kertenkele? "En azından 31 almamışsın, bu da bir başarı. Demek ki hoca senin namusuna göz dikmemiş. Bak Baek'e. 31 aldığı hocayla 31 çekti. Ya sana da böyle olsaydı? Tanrı korusun." diyip eliyle sıraya vurduğunda ben göz devirmiş, Chen harici diğer adiler de gülmüştü.

"Size ne sayın amına koyduklarım! Hem ben o orospu karının puanımı nereden kırdığını biliyorum." dediğimde Kai bana masumca bakıp "Nereden?" diye sormuştu. "Silikon memeden. Sınavda yanıcı maddeye onu yazmıştım. Kesin üstüne alındı."

Sözlerimle hayvan gibi hönkürmeye başladıklarında tam o sırada girişte Selvi boylum, yiğidim gözüktü. Ulan biri eşarp versin de utanarak bakayım bari ona. 10/10 oscarlık olurduk. Ehehehe

"Yerlerinize geçin, arkadaşlar." Benim yerim, senin yanın be yiğidim. Aşk dolu gözlerle ona bakmaya devam ederken o da gülümseyerek bana bakmış ardından gözleri gözlerime değince kaşlarını çatmıştı.

"Baekhyun, eyeliner konusunda size ne demiştim?" diye sinirle homurdandığında ben de kaşlarımı kaldırarak onu cevapladım. "Sizin ne dediğinizi bilmiyorum hocam ama arkadaşlar bana genelde çok yakıştığını söyler. Sizce de öyle değil mi?" diyip gözlerimi kırpıştırarak tatlı bir ifadeyle ona baktığımda yumuşamamıştı. Of ya!

"Doğruca lavaboya!" dediğinde ona sinirli bir bakış atıp yerimden kalktım. Amına koyayım böyle şansın. Milletin sevgilisi, geyik kontenjanından yararlandırırdı bizimki eyeliner sürdüğüm için beni azarlardı. Öküzsün Park, öküz! Ama bekle sen, bana dayadığın zaman görüşecektik seninle.

Yanından sinirle geçip giderken bilerek elini elime sürtmüştü. Tabii ben hızla çekerek ona olan tepkimi ortaya koymuştum. Şerefsiz. Senin hakkında ne güzel düşünüyorum ben, sen yine gelip sikip atıyorsun bu düşünceleri. Sana eskisi gibi olmak lazımdı da, neyse.

Kendimi sinirle lavaboya attığımda eyelinerımı tam çıkaracaktım ki aklıma gelen düşünceyle vazgeçtim. Neden çıkarıyordum ki amına koyayım? Madem sevgilisiyim, kayırsın beni, boşuna mı götümü verdim diyip saçlarımı iyice dağıtarak gömleğimin de ilk üç düğmesini açtığımda aynaya bir öpücük atmıştım. Biraz daha kudurmalısın, Park. Çünkü sevgilin hiç de uslu bir çocuk değil.

Lavabodan çıkıp tam emin adımlarla sınıfa doğru yürümeye başlamıştım ki Suho hocanın odasından gelen seslerle durdum. "Yeter artık, karışmayın hayatıma. Bıktım, anlıyor musunuz, bıktım! Neden mutlu olmama izin vermiyorsunuz? Rahat bırakın beni!"

Ne olmuştu ki?

Tam odanın içine girmek için hamle yapmıştım ki kapı birden açılmış ve Suho hoca yanımdan bir hışımla fırlayıp gitmişti. Sikeyim ya, yine mi olay vardı?

Arkasından sıkıntılı bir nefes verip ben de sınıfa doğru yürümeye başladığımda içimden kötü bir şey olmaması için dua ediyordum. Artık kaos istemiyordum. Hepimiz mutlu olmalıydık.

Fuck you, Teacher! (Chanbaek)Où les histoires vivent. Découvrez maintenant