Jealous

5.6K 338 871
                                    










       Baekhyun


    "Güzelliğin sancağı hala kıpkızıl duruyor dudaklarında, yanaklarında ölümün solgun bayrağı çekilmemiş oraya. Juliet, neden böyle güzelsin hâlâ?"

Romantik edebiyatçım, gözlerimin içine bakarak Romeo&Juliet'ten bir kesit okuduğunda kızlardan hayranlık dolu nidalar yükselmişti. Ben de yüzümü avucuma yaslarken o sözleri bana söylediği bilinciyle erimek üzereydim. Söylediği alıntıyla ses tonu o kadar yakışmıştı ki Romeo görse şapka çıkarırdı karşısında.

Geliniyle komşulara hava atan kaynanalar gibi göğsüm gururla kabarırken etrafa cool bir bakış attım. Ağlayın kızlar ama bu adam benim. Ehehehe.

"Orospu çocuğunun havasına baksana. Gören de sanacak yediği Magnum'dan Porsche çıkmış."

Arka sırada oturan Sehun'un dedikleriyle yanımdaki ibneler gülerken ben arkama dönüp ona Kavak Yelleri Efe sırıtışı yapmıştım. "Kıskanma, pezevenk."

Yanımda oturan Lay, oflayarak "Baek, sıkıldım. Bu mala laf yetiştireceğine saçlarımla oynasana." diyince bir an Tao'yu özler gibi olmuştum ama bu da çok kısa sürmüştü. Şerefsiz, sırf bugün Kris hocanın dersi yok diye okula gelmemiş, sevdiceğiyle gününü gün etmeye karar vermişti. Biz sıralarda sürünürken amına koyduğum son model ferrariyle sürtüyordu dışarılarda. İçimden Tao sürtüğüne söverken sınıfa yeni gelen Ellie'nin sözleriyle gözlerim ona dönmüştü.

"Adın ne değeri var? Şu gülün adı değişse bile
Kokmaz mı aynı güzellikte.
Romeo'nun da adı Romeo olmasaydı,
Kusursuzluğundan hiçbir şey kaybolmazdı
Romeo, bırak at bu adı! Senin parçan olmayan
Bu ada karşılık al bütün varlığımı!"

Herkes şaşkınca ona bakarken ben, gerizekalı kızın neden böyle bir şey dediğini sorguluyordum. Basbayağı ilgi odağı olmak için demişti bu sözleri. Benim edebiyatçımın gözüne girebileceğini mi sanıyorsun, yelloz!

Ters bir bakışla kıza bakmaya devam ederken o bakışlarını Chanyeol'un yüzünden çekmemişti. Ben de kafamı Chanyeol'a doğru çevirdiğimde kıza attığı sıcak bir gülümsemeyle onu görmeyi beklemiyordum. Boyun posun devrilsin, Chanyeol!

Bu ana şahit olmak bok gibi hissetmeme neden olurken sinirle arkama yaslandım. Amına koyduğumun sırığı, sevgili olalı 24 saat bile olmadan başka kızlara otuz iki diş gülüyordu. Şu an yüzüne sağlam bir yumruk atıp dişlerini ağzına dökmek istesem de sakin kalmaya çalıştım. Elbet, bunun da intikamını alırdım ben.

"Çok güzel, Ellie. Ezbere biliyor musun sözlerini?" diye kıza gülerek sorduğunda kız da kur yapar gibi gülmüş ve "Evet, hocam. Edebiyata özel bir ilgim var. Kitap okumayı ve şiir yazmayı çok severim." demişti.

Şerefsiz sırığın kızın dedikleriyle ağzından hayranlık dolu bir nida çıktığında "Woah, gerçekten harikasın Ellie. Umarım bu ilgin asla bitmez. Şiir yazarken eğer zorlanırsan bana danışabilirsin. Ayrıca yeni geldiğin için belki bilmiyor olabilirsin ama okulumuzda özel bir edebiyat sınıfı var. Orada öğrencilerin yapmış olduğu çalışmalara da göz atıp fikir edinebilirsin." diyerek kızın utangaçça sırıtmasına neden olmuştu. "Teşekkür ederim, hocam. Siz de harikasınız."

Lay'in omzuna yatıp ölüyorum anlasana gözlerimin önünde birbirlerini seviyorlar, dememek için kendimi zor tutarken dışarıya karşı gülümsüyordum. Ah Bihter, sen neler çekmişsin bacım. Behlül kılıklı şerefsiz Chanyeol'un da amına koyayım ben.

Bacağıma elini koyan Lay'le bakışlarım ona döndüğünde "Baek sakin olur musun, bacağını öyle bir sallıyorsun ki sıra devrilecek." diyerek dikkatimi şerefsizden çekmemi sağlamıştı. Yerle buluşan su şişesiyle bakışırken onun oraya ne zaman düştüğünü sorguluyordum. Harbiden farkında değildim ama yerimde deprem etkisi yaratmıştım.

Fuck you, Teacher! (Chanbaek)Where stories live. Discover now