Spark

4.8K 365 384
                                    










  Baekhyun


     "Off, başım..." diyerek gözlerimi zorla aralamaya çalıştığımda elimle komodinin üzerindeki suya uzanmaya çalışıyordum. Amına koyduğumun ağrısı da neydi böyle. Sanki biri kafamın içinde inşaat çalışması yapıyordu.

Sonunda zorlukla suyu elime aldığımda tekte hepsini kafama dikmiştim. Ama bu ağrıyı körüklemekten başka bir işe yaramamıştı. Sikeyim ya...

"Baekhyun, yatağı sallamaktan vazgeç. Senin yüzünden penguenimle sevişmem yarım kaldı." diye uykulu sesle konuşan Kai yüzünden göz devirmiştim. Şerefsiz +18 rüyalarını da benim yatağımda görüyordu.

"Amına koyduğumun cenabeti, tohumlarını salma yatağıma. Sevişmek istiyorsan git söyle o kaşar penguene. Açar sana götünü." diyerek yerimden doğrulup sinirli bakışlarımı Kai'ye diktiğimde o da zorla kalkmış ve tek gözünü açarak bana bakmıştı. "Vermez kanka. Dün de zaten suçsuz olmama rağmen dövdü beni. Senin yüzünden dayak yedim amına koyayım." dediğinde kahkaha atmıştım. Bardaki kız numarasına sinirlenmiş olmalıydı penguen.

"Benim sayemde seni sevdiğini anladın ama. Teşekkür edeceğine söyleniyorsun puşt." dediğimde bana dil çıkararak götünü devirip geri yatmıştı. Orospu çocukları iyilikten de anlamazdı ki. Bu haline onaylamazca başımı sallarken mutfağa inip ilaç almanın iyi bir fikir olacağına karar verdim yoksa bu amına koyduğumun ağrısı da geçecek gibi değildi.

Mutfağa inip ağrı kesici aldığımda başım biraz daha iyi olmuştu. İyi ki pezevenk Sehun'u eczaneye gönderip aldırmıştım ilaç, yoksa tüm günüm, yılan gibi yerlerde sürünmekle geçerdi.

Mutfaktan çıkmak için hareketlenmiştim ki gözüme, masanın üzerindeki bardağın içinde duran telefonum çarptı. Kaşlarımı çatarken telefonun orada ne işi olduğunu sorguluyordum. Amına koyayım benim kafam dün bayağı uçmuştu herhalde, hiçbir şey hatırlamıyordum.

Umarım, rezil bir şeyler yapmamışımdır diye içimden dua ederken bunun maalesef mümkün olmadığının farkındaydım. Gerçek hayatta zaten yeterince rezil bir insanken sarhoş olduğumda kim bilir neler olmuştu. Sikeyim ya. Umarım bu hallerime sadece çocuklar şahit olmuştur.

Sıkıntılı bir nefes verip telefonumu alarak adımlarımı salona yönlendirdiğim sırada çalan kapıyla duraksamış ve açmak için hareketlenmiştim. Sabahın köründe kim gelmişti ki?

Kapıyı açtığımda karşımda duran hocalar bana sırıtırken ben gözlerimi kocaman açmış onlara bakıyordum. Bunların burada ne işi vardı?

"Baek, Sehun uyandı mı?" diye Luhan hoca elindeki simitlerle hızlıca ayakkabılarını çıkarıp içeri damladığında başımı onaylamazca sallamıştım. "Hayır, hepsi uyuyor. Bir tek ben uyandım."

Hepsi başlarını onaylar gibi sallayıp tek tek salona geçtiğinde ben de kapıyı kapatıp peşlerinden yürüdüm. Okulda yeterince katlanmıyormuşum gibi bir de evde mi görecektim onları? Sıkıntılı bir nefes verip ben de kendimi koltuğa bıraktığımda "Hoş geldiniz, encalar." demiştim.

Bana anlamsızca baktıklarında Suho hoca "O ne?" diye sormuştu. Sinsice sırıtarak "Şimdi siz benim hem ENiştem hem de hoCAm olduğunuz için ikisini de birleştirip sizi ENCA yapmaya karar verdim." dediğimde Kris hoca kahkaha atarak "Müthiş fikir." demişti. Tabii müthiş olacaktı. Sonuçta benden çıkmıştı. Ehehehe

"Şey ben bir çıkıp Sehun'a baksam olur mu Baek? Odası nerede?" diye Luhan hoca utangaçça sorduğunda yüzüme şeytani sırıtışlarımdan birini yerleştirdim. Sabahları Sehun iki kat daha azgın oluyordu. Bakalım Luhan hoca o odadan sağ çıkmayı başarabilecek miydi ki bu uyanır uyanmaz karşısında Luhan hocayı gören Sehun'la da pek mümkün olmayacak gibiydi.

Fuck you, Teacher! (Chanbaek)Where stories live. Discover now