Unfair

4.7K 368 548
                                    










    Baekhyun


     "Hocam gerçekten gay olduğunuz doğru mu?" "O fotoğraftaki kişi sevgiliniz miydi?" "Şimdi kızlar ilginizi çekmiyor mu?" "Siz de Kai gibi misiniz?" "Bu durumdan utanç duymuyor musunuz?"

Büyük ihtimalle sınıftakilerin sabahtan beri sorduğu sorularla bıkan Chanyeol, elindeki kalemi masaya sakin bir şekilde koyup ayaklandığında bana buz gibi bir bakış atıp konuşmaya başlamıştı.

"Erkeklerden hoşlandığım doğru ama gay değil, biseksüelim. Ayrıca bunu utanılacak bir şey olarak görmüyorum. Karşındaki insanın cinsiyetine bakmadan sırf onu kalbi için sevmek bu hayattaki en büyük şanslardan biri bence. Benliğimle gurur duyuyorum. Eğer burada utanması gereken biri varsa o da beni tanımadığım bir adam ile sırf tercihim yüzünden yaralamak için adımı çıkarmaya çalışan şahsiyettir. Ama şunu bilmesini isterim ki bunu zerre umursamıyorum. Bu hareketi gözümde değerini düşürmekten başka bir işe yaramaz. Ve size de tavsiyem çocuklar, saygı duymayı, sevmeyi ve dinlemeyi mutlaka öğrenin. Bunlar, insanı insan yapan en büyük değerlerdir. İnsanların hayatına burnunu sokmaya çalışan bu zavallılar gibi olmayın."

Yanımda oturan Tao kısık sesle "Oww shit." dediğinde ona ters bir bakış atmış ve önüme dönmüştüm.

Şu an bu sözleri gözlerimin içine bakarak tek tek kusması beni bir miktar rahatsız etse de umursamamaya karar verdim. Bana güzel kapak yapmıştı, inkar edemezdim ama bunu ona asla hissettirmeyecektim. Onun gibi kendimi soğuk bir duvar olarak göstermeliydim ki beni yıkamayacağını anlasın. Aksi takdirde kaybeden ben olurdum.

Evet, dediğim gibi yapmış ve Chanyeol'un adının tüm okulda gay olarak duyurulmasını sağlamıştım ama maalesef istediğim tepkiyi alamamıştım. Sabah bu olayı koridorda aralarında konuşan öğrencilerden duyduğunda ben de dolapların önünde durarak tepkisini izlemiştim. Ama yaptığı tek şey küçümser gibi gözlerimin içine bakarak beni baştan aşağı süzmek ve yoluna devam etmek olmuştu. Şerefsiz bana seni sikime takmıyorum mesajı veriyordu. Ama elbet taktırmanın da bir yolunu bulurdum.

"Byun, tahtaya gel." diye hiç beklemediğim bir anda konuştuğunda bir an şaşkınca ona bakıp "Ben mi?" diye sordum. "Burada senden başka Byun görebiliyor musun? Kör ya da sağır değilsen söylediğim şeyi çok iyi idrak etmen lazım."

Sınıftakiler kıkırdamaya başlarken ona sinirli bir bakış atmış ve adımlarımı tahtaya yönlendirmiştim. Ne yapacaktı, şerefsiz? İntikam olarak herkesin içinde cetvelle ellerime mi vuracakı?

Yavaşça oturduğu yerden kalkıp karşımda durduğunda gözlerimin içine bakarak konuşmaya başladı.
"Gül kokuyorsun bir de
Amansız, acımasız kokuyorsun
Gittikçe daha keskin kokuyorsun, daha yoğun
Dayanılmaz bir şey oluyorsun, biliyorsun
Hırçın hırçın, pembe pembe
Öfkeli öfkeli gül
Gül kokuyorsun nefes nefese."

Beklemediğim bu sözler karşısında ağzım yerle buluştuğunda Chanyeol'un yüzüne bakakalmıştım. Bu sözler de neyin nesiydi ve kalbim neden bana ihanet ediyor gibiydi? Dudaklarımdan kısık bir "Ne?" çıktığını duyunca halime alaycı bir gülüş atıp "Demiş, Edip Cansever. Çok güzel değil mi?" diyerek sözlerini sonlandırmıştı.

Sikeyim... Şerefsiz, şiir mi okumuştu bana? Peki neden bu durum beni bu kadar üzdü ki? Amına koyayım, niye hayal kırıklığına uğramış gibi hissediyordum? Kendine gel, Baekhyun. Ne oluyor sana?

"Ne o, Byun? Sana söylediğimi mi düşündün yoksa?" diyerek pezevenk dalga geçer gibi konuştuğunda her şeyin farkında olduğunu anlamıştım. Çünkü tam olarak o sözleri bana söylediğini düşünmüştüm. Boğazımı temizleyerek "H-hayır." diye mırıldandığımda gülerek "Ben de öyle düşünmüştüm. Bir erkeğin sana karşı sarf ettiği bu sözler karşısında etkilenmezsin değil mi? Eğer erkeklere de ilgi duyuyorsan ve sözlerimi yanlış yere çektiysen çok üzülürüm sonra." dediğinde sınıftakiler kıkırdayarak "O, homofobik gibi bir şey hocam, merak etmeyin." demişlerdi.

Fuck you, Teacher! (Chanbaek)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin