Önce yıldıza basalım...
Bastıysak keyifli okumalarSınır^ 115 oy 100 yorum 🤍🤍
Konuşmuyor,
Anlatmıyor diye
Hissetmiyor sanmayın.
Kimisi içine atar çığlıklarını
Cemal SÜREYYAYazar
'zamanla geçer' diye bir söz yapışmış iki dudağımızın arasına, ne zaman ki canımız yansa anında o cümleyi işitiriz 'zamanla geçer...' peki zamanla geçiyor muydu? Bütün yaşanmışlıklar, acılar zamanla geçiyor muydu? Yoksa geçmiş gibi mi davranıyorduk?Rojin, önündeki solmuş yapraklara baktı, dudaklarında beliren tebessümle birlikte yutkunup, sessizce etrafını izledi. Aylardır gelmediği annesinin yanına gelmişti, konuşmaya cesaret edemiyordu. Içindeki şüphelere onu tüketiyordu. Dakikalardır öylece durduğu mezarlığa baktı, hayalkırıklığıyla "nasılsın?" Diye sordu kuruyan dudaklarını ıslatarak. Yüzünde küçük bir gülümseme peydah oldu "kafayı yemek üzereyim..." dedi hafifçe başına vurarak, "burası o kadar dolu ki, en çok da sana karşı... ne düşünmeliyim? Nasıl bir geçmişin var ki benden bu kadar çok saklanmak için uğraşılıyor? Korkuyorum, kötü biri olmandan korkuyorum..." bulanıklaşan görüntüyle birlikte burnunu çekip gözlerini kırpıştırdı.
Yan tarafa kaydı bakışları, derin nefes alıp "keşke yanımda olsaydın..." keşkelere sığdırılmış cümleler, ne kadar imkansız gibi görünüyor öyle değil mi? Belki de imkansızdı...
Rojin, omzunda hissettiği baskıyla birlikte kafasını kaldırıp yanındaki kişiye baktı, göz göze geldiği kahvelerle birlikte yutkunup kaşlarını çattı. Aylar önce ki kahveler yine karşısındaydı, yine eski soğukluğuyla ona bakıyordu, "ne işin var senin burda?" Diye sordu merakla. Yade, bastonundan daha fazla destek almaya çalışarak "duydum ki yerinde durmamışsın!" Dedi bakışları kızının mezarına kaydığında zorlukla yutkundu.
Rojin, hızla ayağa kalkıp sinirle "beni kontrol etmek için mi bunca yolu geldin?" Diye sordu sinirle. Yade, hızla bakışlarını torununa çevirip sertçe "seni uyarmak için bunca yolu geldim..." sustu bakışları Rojin'in şişen karnına kaydı "doğumun yakınken ne diye bebeğinle ilgilenmek yerine saçma sapan şeylerle uğraşıyorsun!" Dedi, tekrardan kahvelerini mavilere çevirip.
Rojin, yutkunup "saçma sapan dediğin şey annemin geçmişi, ne durumda olursam olayım herşeyi öğrenicem!" Dedi inatla. Yaşlı kadın, alayla gülümsedi, annesi gibiydi inadı, son kez baktı kızının mezarına, koskoca 22 sene geçmişti kızını kara toprağa gömeli, aynı inat şimdi torununda da vardı... kafasını olumsuz anlamda salladı "inşallah sonun onun gibi olmaz..." deyip başka bir cümle kullanmadan geldiği yoldan geri döndü. Rojin, işittiği cümleyle olduğu yerde öylece kaldı. Derin nefes alıp, etrafına baktığında kendisine doğru gelen Ali'yi gördü. Kendini çok yorgun hissediyordu. Ali, karısının yanına gelip alnından öptü, şefkatle "gidelim mi yavrum?" Diye sordu. Rojin, sadece başını sallamakla yetindi.
YOU ARE READING
DİLHUN ☑
Teen Fiction▪︎TAMAMLANDI▪︎ MARDİN'DE IMKANSIZ BIR AŞKIN HIKAYESI ... Şimdi düşünün ya da empati kurun derim.. Bir kadın var ama yaralı, eksik. Tüm sevdiklerini kaybetmiş ve bunun sonucunda herkesin gözünde 'uğursuz' olarak tanımlanmış.. Şimdi de bir adam düşünü...