33. Vaveyla《FİNAL》

7.8K 306 112
                                    

'Son' diye bir şey olmamalı bizim hikayemizde, biz bir son uğruna bunca acıyı yaşamamıştık...
Bizim hikayemizde 'sonsuz' olmalı!..
DILHUN

BU BÖLÜMÜN SON OYLARI VE YORUMLARI KULLANMANIN ZAMANI GELMEDI MI TEK YILDIZ VE BIR SÜRÜ YORUM.

KEYIFLI OKUMALAR...

Karşımdaki kişilere sırayla baktım, benim bilmediğim ama onların çok iyi bildiği geçmişimin  küçük karakterleriydi onlar. Bir an düşündüm acaba hangisi hangi rolde oynadılar?

Mehmet ağa'ya ilk kaydı bakışlarım, içimdeki küçük çocuk çığlık çığlığa 'kötü o! Hep kötüydü!.. Şimdi de... geçmişte de kötü!.." diye bağırdı korkuyla. Hafifçe yutkundum.

Kötüydü...

Anneanneme  kaydı bakışlarım, bekledim  içim de ki küçük kızın yorum yapmasını ama sanki dili lâl olmuştu, sessizce durdu. Babama kaydı bu sefer bakışlarımı, sessizce fısıldadı "çıkarcı..." dedi tek kelimeyle. Bu hikâyenin çıkarcısıydı o.

Bir an nefes alamadım, duymak için can attığım  geçmişi aslında duymak istemiyordum. Içimdeki küçük cesaret kırıntısına kanmıştım.

Istemsiz bir adım geri atacakken beni ilk fark eden babam oldu, bakışları önce ayaklarıma sonra gözlerime kaydı, yüzündeki küçük tebessüm büyüdü, alayla "şhhh... kaçmanın zamanı  değil! Şimdi herşeyi öğrenmenin zamanı..." deyip bakışlarını benden çekti, anında herkesin bakışları bana kaydığında  cesaretsizliğimden dolayı utandım. Bana bakan Ali'ye kaydı mavilerim, yanıma gelmek istediğini farkettim ama nedense ilk kez ona gitmek için bir atak yapmadım hatta olduğu yerde durmasını istedim, bunu farketmiş olucaktı ki acıyla yüzünü  buruşturdu. Hızla mavilerimi ondan ayırdım.

Içimdeki küçük kıza elimi uzattım belki yıllar sonra ilk kez köşeye pusmuş korkuyla bekleyen içimdeki minik kıza sarıldım ilk kez...

Ilk konuşan Mehmet Ağa oldu, hızla "o sessini kes!" Dedi bariton sesiyle. Korkuyla ona baktığımda sanki babam bundan hiç etkilenmemiş gibi tek kaşını kaldırıp "sencede sesimi kesmemin zamanı geçmedi mi Mehmet HAZNEDAR!.." dedi tehditvari bir biçimde. Merakla anneanneme baktığımda halinden memnun bir şekilde onları izlediğini farkettiğimde gözlerim kocaman açıldı.

Aslında o herşeyin ortaya çıkmasını istiyordu, istiyordu ama zamanını bekliyordu... Bir kez daha korktum Yade SAHMARAN'dan.

Babam, bir adım ileri gelip tam karşımda durduğunda, ciddi bir hale bürünüp "şimdi beni dinleyeceksin!" Dedi emrivaki bir tonla. Olduğum yere mıhlanmışcasına öylece baktım gözlerine, sessizliğimi bir onay gibi algılayıp tebessüm etti "güzel.." deyip derin nefes aldı.

Tıpkı onun dediği gibi sessizce bekledim onu...

Tek kaşını kaldırıp "aynı annene benziyorsun biliyormusun!.." dedi. Kaşlarımı çattım, konuşmak istedim ama bir yandan da korkudan ağzıma hayali bir fermuar çektim.

Hafifçe tebessüm edip "aynı onun gibi saçların... siyah ve uzun.. boyun, kilon hatta bakışların bile annen gibi..." deyip tepkimi ölçtü, bense öylece donukça gözlerinin içine baktım.

Bir anda olaya Mehmet Ağa, karıştı "yeter artık! Yeterince boş kelimelerle keyfimizi kaçırdınız defolun gidin konağımdan!" Diye kükredi.

Köşede duran adamlara bizi işaret ettiğin de Ali, hızla bağırdı "olduğun yerde dur Mehmet Ağa!" Babasının sesinden bin kat daha çıkan kükremesiyle Mehmet Ağa  korkuyla oğluna baktı. Konuşmak istedi ama Ali'nin keskin bakışlarıyla sessizce boyun eğip sustu.

DİLHUN ☑Where stories live. Discover now