2.ÖLÜM

10.8K 448 7
                                    

Yazardan

Insanoğlu, hiç birseyin farkında olmadan hayatın kurguladığı oyunda oynuyordu. Kimi başrolüdü, kimi yardımcı karakterdi. Zaten filmin sonu belli değil miydi? Kimisi iyi oynamazsa çıkarılırdı, iyi oynayanlar ise mahkum kalırdı bu filme.

Güneş doğmuştu, kimisi için berbat bir gün kimisi içinde nasıl geçeceğini bilmediği bir gün olucaktı.

Ali, bıkkınlıkla yatağından kalkıp banyoya doğru ilerledi.

Işlerini hallettikten sonra koltuğunda her zaman hazır olan takımını giyip odasından çıktı.  Aşağı  da  kahvaltı yapan ailesine bakıp kısa bir selam verdikten sonra tam kapıya doğru ilerliycekken Perihan Hanım, hızla mutfaktan çıkıp oğlunun yanına gitti. "Oğul?" Diye seslenince Ali,derin nefes alıp annesine döndü.

Yaşlı kadın, üzüntüyle "kahvaltı etmiycen mi yavrum?" Dedi. Oğlunu hafifçe süzdü.  Heybetiyle mardin kızlarının aklını döndüren yavrusu şimdi çökmüştü.  Göz altları morarmıştı. Yanaklari iyice içine göçmüştü.  Ağlamamak  için alt dudağını ısırdı

Ali'nin bakışları annesinin dudaklarına kaydı.
Dudağının kenarındaki yarayla yumruğunu sıktı. Yine vurmuştu ona yumruğunu sıkıp derin nefes aldı.  Kendinden utanmıştı.  Sırf kendi dertleri yüzünden annesine sahip çıkamıyordu. "Yok! Ben tokum  ana." Deyip kapıyı açtı

Yaşlı kadın, oğlunun arkasından bakakaldı.  Gözünden akan yaşı silip "derdi veren sen dermanı da ver yarabbim." Deyip gözünden akan yaşı hızla sildi.

Ali, sinirle arabasına binip direksiyona vurdu ağrıyan elini umursamadan "yeter lan yeter! Ne zaman biticek bu acı? Ne zaman?" Tükenmişti artık adam.

Boğazını sıkan el hiç bir zaman pes etmiyordu. Inatla orda durup kendini her anda belli ediyordu.

Ofisteki işlerden sıkılınca anahtarını alıp hızla odadan çıktı Alı.

Ona merakla bakan sekreterini umursamadan ofisinden çıktı. Meleğini görmek istiyordu. Ne olursa olsun görecekti.

Elindeki  çiçeklere bakıp derin nefes aldı. Pek böyle şeyleri sevmezdi ama Leyla'nın mutluluğu için koca  oyuncak ayıyı bile alırdı.

Hastanenin kapısından içeri girdiği  an da içine  bir sıkıntı çöreklenmişti.

Umursamamaya çalışıp beynine  kazıdığı odaya doğru ilerledi.

Bakışları önce camı buldu.  Meleği beyaz yatakta yatıyordu.  cama daha fazla yaklaştı. Her adımda  içine tarifsiz bir acı ve heyecan doluyordu.

Uyuduğunu görünce üzülse de sesini  çıkarmadı Her gün onu görmesine izin vermiyorlardı zorla alıyordu  izni o da haftada 1 gün ve 1 saat.

Olsun ama onu uyurken izlemek bile güzeldi. Derin nefes alıp etrafa baktı. Kimse yoktu...

Daha fazla dayanamayıp direk doktorun yanına gitti .  ona merakla bakan doktora hafifçe gülümseyip "yanına girebilir miyim?" Dedi sabırsızlıkla.  Doktor bir kaç şeyi kontrol ettikten sonra "hemşire sizi hazırlasın ama sadece 5 dakika." Diyince mutlulukla kafasını sallayıp hızla odadan çıktı.

Yarım saat sonra hemşirenin yardımıyla hızla giyinip odanın kapısının önüne geldi.

Derin nefes alıp kulpu indirdi kalbi inanılmaz hızlı atıyordu. Kafasını salladı "sakın ol oğlum." Dedi kendi kendine  Son gayret içeri adımını attı arkasından kapanan kapıyla tuttuğu nefesi hızla verdi.

Yatakta uyuyan meleğine yaklaştı. Öylece uyuyordu. Uyandırmaya kıyamadı. Yanındaki koltuğa oturdurup 'şimdi saçlarını okşamak vardı.' Dedi fısıltıyla  Dolan gözlerine  lanet ederek etrafa bakmaya başladı  Sonunda gözlerinin odak noktasına meleğininn elindeki beyaz kağıt değdi

DİLHUN ☑Where stories live. Discover now