18. Bölüm "Adalet divanı"

Começar do início
                                    

"Anne dur. Yapma!"

"Ne yapma Selda? Görmüyor musun yaşadığımız onca acı yetmezmiş gibi bitirmek tükenmek bilmeyen bir hatırlatma içindeler. Ben mecbur muyum her geçen gün ölen kızımın acısını tazelemeye? Mecbur muyum onun ölü bedenini gözümün önüne getirmeye? Mecbur muyum ha?"

"Önce bir dinleseydin. Mahkemeden bahsetmedi daha önce kimse."

"İstemiyorum. Defolup gitsin. Geldiği gibi gitsin. Gitsin!"

Kadının kollarından tutmaya çalışan genç kız bir yandan bana bakıp bir yandan annesinin feryadını durdurmaya çalışırken ağlamaya başladım. Olduğum yere çöktüğümde şaşkınlıkla bana bakmaya başladılar. Ağlayışım iyice yükseldiğinde ben de bağırmaya başladım.

"Ölüyordum az kalsın. Ben de ölüyordum. Tıpkı kızın gibi ölüyordum."

Kadın feryadı yavaşlatıp bana bakmaya başladığında kendimden geçmiştim bile. Bunu isteyerek yapmıyordum. Kadından daha az bir acıya sahip değildim ve benim hayatım da en az onunki kadar berbat olmuştu. Doğrudan müdahale etmeseler de bu kötü insanlar benim hayatımı da dolaylı yıldan mahvetmişlerdi. Kim olduğumu bile bilemeyecek hale getirmişler ve neticede canıma kastetmişlerdi.

"Birkaç gün önce bir çocuğu öldürdüler gözümün önünde," dedim hıçkırarak.

"Kimse yardımcı olmuyor. Ne polis ne savcı...hepsi onların adamı olmuş."

Annesini tutan kız bu sefer de beni sakinleştirmek için eğildi. Anlaşılan daha önce gelenler diğer taraftı ve ilk defa benim gibi biri geldiği için şaşkınlardı. Can gelmişti belki ama onu engellemiş olmalılardı.

"Hafızamı kaybettim. Kendimi kaybettim. Ben de çok şey kaybettim. Kızınız gibi olan onlarcası var. Bir kere daha aynı şeyler yaşansın mı?"

Kadın ağlamaya devam ediyordu ancak sessizdi. Benim gibi yere çöktüğünde beraberindeki herkes de çömelmiş bize bakıyordu. İçimdeki her şeyi söylediğimde derin bir nefes alarak gözlerimden akan yaşı sildim.

"Para teklif ettiler," dedi kadın da ağlayarak. Sinirinden eser kalmamıştı.

"O para var ya, ciğerimi satsam kazanamayacağım kadar çoktu."

Gözlerimdeki yaşla kadına baktım. Para için...para için susmuş olamazdı değil mi?

"Ama," dedi dudaklarını ıslatmadan hemen önce.

"Onlar zaten ciğerimi söküp çıkardılar."

Ne demek istediğini anladığım için daha çok gözyaşına boğulurken yardım edeceklerini anlamıştım. Susmamışlardı. Parayı reddetmişlerdi.
Hızla gözyaşlarımı sildim ve yerden destek alarak ayağa kalktım. Üzerimi düzeltip kadına doğru yürürdüm ve elimi uzatarak bekledim.

"Bizim yerlere kapanmamız son bulsun o halde. Söktükleri ciğerlerimize karşılık veremedikleri için, biz de onlarınkini sökelim."

Sözlerim kadının daha ciddi bir ifadeye bürünmesini sağlarken elimi tuttu sıkıca. Yerden kaldırdığımda yalnız olmadığımı gördüm. Sadece evdekiler değil mahalleden onlarca kişi etrafımıza toplanmış bir çember oluşturmuştu. Umudun gözlerinde parladığı bu insanlara bakarken bana doğru bir adım atan genç kızlara baktım. Hepsi, anlatacağı bir hikayesi varmışçasına bana bakarken ben, her birini özel olarak dinleyecek kapasitedeydim.

ÖLÜMÜN KORKAK FEDAİSİ Onde as histórias ganham vida. Descobre agora