(17) "Elma şekeri"

10.5K 1.4K 596
                                    




Ö K F
🔲🔲🔲

                                 Ö K F                                 🔲🔲🔲

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.





"Sahipsizlerin gözyaşının rengi duyulmaz. Onlar renksiz ağlar, fısıltıyla güler."



Ö K F
🔲🔲🔲

İnsanoğlunun unuttuğu bir şey var. Hayatında yaptığı en büyük hata da bu unuttuğu şeyden kaynaklanıyor. İster güzel olsun ister kötü, tüm hataların başı o şeyi unutmaktan geçiyor. Unutmasa ve sürekli aklında tutsa aslında hiç de acı çekmeyecek belki de.

Unutuyoruz, her şeyin geçtiğini.

Zamanın geride tek bir eser bile bırakmadan her şeyi silip süpürdüğünü her defasında unutuyoruz.

Güzel olan da geçiyor, acı veren de, sevdiğin de, nefretle yaklaştığın da.
Ve geride yıpranan ve belki de tecrübelerle ayakta kalabilmeyi başarabilmiş bir beden kalıyor.

Batı'ya ne dediğimin farkında olmadan ağzımdan çıkanları düşünüyordum. Hangi mantıkla ondan hesap soruyordum ki? Anlamış mıdır onu beklediğimi? Yoksa beni tuhaf ve uzak durulması gereken bir insan olarak mı düşünmüştür?

Benim hakkımda kötü düşünmesini istediğim son kişi bile değilken eğer bir şekilde kötü düşünecek olursa kendimi asla affetmem. Dengesiz davrandığım için ve ona yaklaşmaya çalıştıkça, kendimden uzaklaştırdığım için.

Yine montumla uzanıyordum karanlık salonun üçlü kanepesinde. Gözlerim tavandaki avizenin loş ışıkları yansıtan elmaslarında geziniyordu. Ellerimi karnımda birleştirmiş yine sessizce düşünüyordum. Son zamanlarda gerçekten çok düşünüyordum. İnsan insana yalnızlık aşılar dedikleri bu olsa gerekti. Ben Batı'ya yaklaşmak uğruna kendimi yalnızlaştırıyordum farkında değildim.

Eğer o gece instagramda onu görmemiş olsaydım ve kurumun benden dolayı ondan haberi olmasaydı bekli de şu an bulunduğum durumda olmazdım. Batı da olmazdı muhtemelen. Videoları yapmıyor oluşu güzel bir adımdı ama ona ne yapıp da tedaviye ikna edebilirdim hiçbir fikrim yoktu. Dahası eğer kurumun ona olan bakış açısını düzeltmezsem bunun gel sorumlusu ben olacaktım. Daha önce görülmemiş bir vakaya sahip olması değildi beni ilgilendiren. Böylesine masum bir ailenin katledilir gibi bu noktaya gelmesiydi. Çok zor olacaktı yaralarını sarmak ama bir yerden başlamam gerekiyordu.

Eski günlerde Semih ile gittiğimiz kış gezilerini özledim. Semih'in ailesi gerçekten de çok varlıklı bir aileydi. Tüm öğrencilik hayatımda bir kere bile yokluk çekmemiştim onlardan ötürü.

Yalnız o trafik kazasının geçirildiği gün babasını kaybetmişti. O zamandan beri pek de iyi sayılmazdı. Yıllar oluyordu ama hâlâ o da ben de kendimize gelememiştik.

ÖLÜMÜN KORKAK FEDAİSİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin