18. Bölüm "Adalet divanı"

4.3K 727 1K
                                    




M P G🔲🔲🔲

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.



M P G
🔲🔲🔲

Adliyeye gitmeden 4 saat önce

Gözlerim tablonun özenle çizilmiş papatyalarında gezinirken, onları ölümle bağdaştıran zalim insanoğlunu düşünüyordum. Yaprakları beyaz olduğu için mi ölüme yakışacağını düşünüyorlardı yoksa kefenden korktuklarından dolayı mıydı bu alıştırma çalışmaları? Neden insanlık kendini bir ölüye benzetemiyor da acısını dünyadaki herhangi bir şeyden alıyor ki? Yok olmanın acısı bu kadar mı şiddetli?

Derin bir nefes alıp sanki kefenle doğarmış gibi henüz taptazeyken ölüm için seçilen masum papatyaları izlemeye devam ettim. Öylece dururken belki de değişebileceğini düşündüm. Ölümle anılsalar da neden değişmesin bu zavallı halleri?

Gözlerim tablodan ayrılıp Can'ın dosyasından aldığım kağıda kaydığında kaşlarımı çattım. İşkenceye uğrayarak öldürülen bir genç kızın bilgileri yazıyordu. O bir papatyaydı. Genç yaşta ölümle karşılaşan, bembeyaz yaprakları ölüme gönderilen bir papatya...
Diğerleri korktuğu için öne sürülen ve ölüme kurban edilen bir papatya.

Yavaşça yerimden kalkıp papatyaya daha yakından baktım. Sarışındı. Yüzünde herhangi bir işkence izi olmadığı için net bir şekilde görebiliyordum. Çok güzeldi. Kol ve bacaklarındaki derin izler olmasa dünyaya inmiş bir melek diyebilirdim belki de. Yine de meleklerin dünya üzerinde barınması mümkün müdür ki? Dünya üzerinde yaşaması imkansızmışçasına yeryüzünden sürülmüştü sanki.

Derin bir nefes alarak kağıdı yerine koyacaktım ki sayfanın altındaki adres dikkatimi çekti. Can'ın el yazısı ile eklenmiş bu adres yanına gidildi diye de not düşülmüştü.

"Konya Meram mı?"

Evimize çok yakındı. Herhangi bir şey düşünmeden sadece ailesini ziyaret etsem? Can bir kere ziyaret ettiyse de bugün mahkeme olduğunu biliyorlar mıdır? Başımı hızla iki yana sallayıp kağıdı yerine sertçe koydum.

"Neden? Dertsiz başıma dert almak için mi? Hayır hiçbir yere gitmiyorum! Fazladan acı çekmeyi kaldıramam artık."

Yeniden tablonun başına oturduğumda yol güzergahını düşünüyordum. Evden çıkıp minibüse binersem...

"Hayır hayır hayır!"

Saçlarımı ellerim ile karıştırdım. Bu, kontrol edemediğim zihnime gıcık oluyordum. Her defasında benden habersiz şeyler düşünüyordu.

ÖLÜMÜN KORKAK FEDAİSİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin