BÖLÜM 41: BU SEVİMLİLİĞE KARŞI KOYABİLİR MİSİN?

4K 248 504
                                    

G-note: Yeni bir bölümle geldimm. Umarım seveceğiniz bir bölüm olmuştur. Lütfen bool bol yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayın. Seviyorum sizi ;*


 

PARK JIMIN

Arabada sessizce ön cama bakıyordum. Taehyung'a bakmak istemiyorum. Oysa aksine bana bakmak istiyor gibiydi. Dakikada bir gözlerini yoldan ayırıp beni kontrol ediyordu. İçinden konuşmak için doğru kelimeleri seçmeye çalışıyordu eminim fakat çok kötü hissediyordum. Ne söylerse söylesin benim düşüncelerimi değiştirebileceğini sanmıyorum. Ona kızgın ve kırgınım, hemde kolay geçicek bir kırgınlık değil bu.

"Başın ağırıyor mu?"

"Evet."

"Marketten sana vitaminli içecekler alayım-"

"Hayır, teşekkür ederim ama istemiyorum. Midem de içebileceğim halde değil zaten."

"Peki."

"Konuşmayacak mısın?"

"Konuşacağım ama önce arabayı durdurmam gerek. Gözlerinin içine bakıp kendimi açıklamak istiyorum." Sadece kafamı salladım. Stresten baş ağrım daha feci bir hal alıyordu. Ellerimi birbirine kenetleyip kurumuş dudaklarımdaki deriyi dişlerimle soymaya başladım. Acıtıyordu...

Beş dakika daha yola devam ettik. Taehyung sürekli konuşmaya başlayacakmış gibi boğazını temizleyip stresini belli edecek el hareketleri yapıyordu. Ben inatla dudaklarımdaki deriyi soyup kanatmaya devam ediyordum. Araba bir anda yolun kenarında yavaşlayıp durdu. Ön camdan nerede olduğumuza bakarken Taehyung kemerini çözdü. Burası yurt değildi.

"Neden durdun?"

"Burada konuşalım."

"Neden?"

"Burada konuşmak istiyorum." Gözlerimi devirdim.

"Tabii, Taehyung efendi böyle istiyorsa sorun yok. Buyrun konuşun yüce efendi."

"Burada konuşmak istiyorum çünkü eğer saçmalar ve ağlamana sebep olacak bir şey söylersem yanında olabilirim. Seni yurda götürürsem benden kaçarsın. Ama burada bizden başka kimse yok." Gözlerim büyümüştü.

"Yani beni hem ağlatıp hemde senden başka birine gidemeyeceğim aciz bir hale mi sokmak istiyorsun?"

"Hayır Jimin- tanrım! Nasıl her söylediğimi böyle ters anlıyorsun aklım almıyor."

"Anlaşılabilecek en normal şekilde anlıyorum bence Taehyung."

"Söylediğin şey benim aklımın ucundan bile geçmemişti, yemin ederim."

"Peki. Bir kenara bırakıp sadece konuşalım tamam mı?"

"Tamam." dedi. Bana bakmaya devam etti. Saçlarını geri atıp yüzünü sıvazladı. Sonunda derin bir nefes aldı. "O gün hayır demene rağmen devam etmeye çalıştığım için çok özür dilerim. Ben gerçekten aptalın tekiyim. Çok özür dilerim." Gözlerim yaşarıyordu ama sık sık kırparak bulanıklığı yok ediyordum. "O gün o kelimeyi kullanırken..." Sert bir şekilde yutkundu. Sanki söylemek ona zor geliyormuş gibi görünüyordu. "Yani denemek istiyorum derken bahsettiğim şey senin anladığın şey değildi. B-benim bahsettiğim aşık olmaktı. Sadece aptalın teki olduğum için bunu çok saçma bir anda söyledim. Çok özür dilerim." Birbirine bastırdığım ellerim bir anda gevşemişti. Yumruğumu sıkamayacak bir haldeydim. Şaşkınlıkla kaşlarımı havaya kaldıramıyordum. Şok olmak bu olsa gerek, son anına kadar yaşıyordum. Ağızımı bir iki kez konuşmak için açıp kapattıktan sonra söylediğim ilk şey ismi oldu.

KISS FRIEND 》YOONKOOKWhere stories live. Discover now