BÖLÜM 29: SENİN HER ŞEYİN BENİM

6.3K 452 445
                                    

G-note: Lütfen oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın. 50k için çok teşekkürler. Özel bölümü birkaç güne atacağım. Tekrardan çok teşekkürler ♡
İyi okumalar.

 

  SENİN HER ŞEYİN BENİM

 

 

 
"Hoseok hyung?" Kapı eşiğinden bana gülümsemeye devam ediyordu. Aklıma sadece boxerla olduğum gelince üzerimdeki örtüyü iyice belime doğru çektim. Onun üzerindeyse gri bir eşofman ve uzun, önünü bağlamadığı için göğüsü görünen bir sabahlık vardı.

"Başın nasıl? İyi uyudun mu?"

"İyiyim, ölü gibi uyumuşum. Yoongi hyung nerde?"

"Evinde."

"Ben neden buradayım?" Odanın içindeki iki kapıdan birine doğru ilerlediğinde sabahlığı hafifçe uçup çıplak üst bedenini daha da açtı. Büyük olan kapıyı açıp içeri girdiğinde onu hâlâ görebiliyordum. Kıyafet odasıydı bu...

"Çünkü arabaya sığmadın. Yoongi ve sen içme yarışı yaptıktan sonra sıyırdınız. Partide sızıp kaldığınız. Namjoon ve Jin dönerken bindikleri taksiye Yoongi'yi de aldı. Yoongi yayılarak yattığı için sana ve bana yer kalmadı. Bende başka bir taksi tuttum." Eline aldığı kıyafetlerle yatağın yanına geldi, kıyafetleri yatağın üzerine bıraktı. Hâlâ yatakta oturuyordum, ona bakmak için kafamı kaldırdım.

"Şey peki neden beni evime götürmedin?"

"Çünkü bende alkollüydüm ve bir an önce eve gelmek istiyordum. Seni bırakmayla uğraşmak istemedim. Bu kıyafetleri giyebilirsin."

"Benim kıyafetlerim nerde?"

"Yıkanıyorlar, biraz kustun da." Utançla kafamı öne eğdim. Yine mallıklarım yüzünden birilerinin başına dert olmuşum resmen. O kadar utandım ki yanaklarımın kızardığını hissediyordum, vücudum yanıyordu sanki fakat ellerim buz gibiydi. Yoongi'ye sarılmak istiyorum.

"Özür dilerim, başınıza iş çıkarmışım resmen."

"Sorun değil, arkadaşlar bu günler için vardır." Yatağın kenarına oturup bana bakmaya devam etsede yüzüne bakamayacak kadar utanıyordum. "Ateşin mi var?" Elini yüzüme uzattığında geri sıçradım ve ellerimle yamaklarıma dokunup serinlemeye çalıştım.

"H-hayır, biraz utandım."

"Utanmana gerek yok. Dediğim gibi arkadaşlar bugünler içindir. Bir sorun olduğunda beni arayabilirsin." Yavaşça ona baktığımda yüzünde yine o samimi gülümseme vardı. O gülümseyince bende gülümsedim. "Buralarda pek arkadaşın yok biliyorum, ama ben buradayım." AAHHH HAYIR HAYIR YAPMA BUNU BENİ DUYGUSALLAŞTIRMA! YOONGİ'YE SARILMAK İSTİYORUM! "Kiminle bir sıkıntın olursa olsun tamam mı?" Daha fazla dayanamadım ve ona sarıldım. Bunlar Seul'de çok nadiren duyduğum şeylerdi. Tam birinin başına bela olduğumda böyle yanımda olduğumu hissettirmesi... Bu herkes için çok duygusal bir durum olurdu. Burada sahip olduğum tek kişi Yoongi'ydi. Hatta artık sahip olduğum tek kişi Yoongi'ydi benim. Hâlâ aramalarından birine bile cevap vermediğim ailem büyük bir ihtimalle artık benden umutlarını kesmişti. Ailem bile yoktu. Junghyun yoktu, arkadaşım yoktu. Aksine etrafım beni istemeyen insanlarla doluydu. Tek tutunabildiğim kişi Yoongi'yken bir kişinin daha çıkıp böyle şeyler söylüyor olması çok mutlu etmişti beni. Ona sarıldığımda o da sıkıca bana sarıldı.

"Teşekkür ederim." Bir eli saçlarımda dolaştı.

"Her zaman." Yavaşça ondan ayrıldığımda neredeyse gözlerim dolmak üzereydi. Birbirimizden tamamen ayrıldığımızda kapıdaki Yoongi'yi gördüm. Tıpkı uyandığımda gördüğüm Hoseok hyung gibi kapıya yaslanmıştı fakat yüzünde onun gibi bir gülümseme yoktu. Üzerinde dünkü kıyafetleri vardı. Göz altları şişmiş ve morlaşmıştı. Yinede onu görünce o kadar mutlu oldum ki yerimden fırladım.

KISS FRIEND 》YOONKOOKWhere stories live. Discover now