21

2.1K 211 141
                                    

Biraz da Kreacher reisin hakkını verelim. Sirius tam bir pislik gibi davrandı. İşte, aydınlık falan ama, zorba herkese zorba.

*****

Noel tatili sandığından daha iyi geçmişti. Harry, gerçekleri öğrendiğinde Sirius'un sinir krizi geçireceğini düşünüyordu ancak öyle olmamıştı. Aksine, adamın iksir ustasına olan bakışları bile değişmiş gibiydi.

Sirius, Remus'un aksine elbette hortkuluğun ne olduğunu biliyordu. Black Malikanesi karabüyü kitaplarıyla doluydu ve o bunlarla iç içe büyümüştü.

Voldemort'un birden fazla hortkuluğunun olduğunu ve ikisinin o an Snape'in elinde olduğunu öğrenmek sarsıcıydı. Ancak daha sarsıcı bir şey de öğrenmişti. Kardeşi hakkındaki gerçeği.

Bildiği kadarıyla Regulus, ailesini onurlandırmak adına peşlerinden sürüklenen ve sonrasında olduğu kişiden pişman olan bir çocuktu. Kaçamazdı da, Voldemort istifa kabul etmezdi. Bir ölümyiyenin istifası ancak kendini öldürmek olurdu.

Sirius, kardeşinin nasıl öldüğünü öğrendiğinde sarsılmıştı. Son beş dakikadır, öylece oturduğu koltukta dış dünyayla ilişkisi tamamen kesilmiş, elindeki nota bakarak düşüncelere dalmıştı.

Gurur duygusu, yasını aşarak bedenini sardığında garip bir ışıltıyla parlayan gözlerini Severus Snape'e çevirdi. "Yani o, Voldemort'un sırrını açığa çıkarmak isterken mi öldü?"

İksir ustası, adamı onaylamak adına yavaşça başını eğdi. "Mağaraya gittim, oradan tek başına kurtulması imkansızdı."

"Efendi Regulus tek başına değildi."

Gözler her şeyi gizlice dinlemeyi alışkanlık edinmiş ev cinine dönerken, Kreacher yavaşça salonun merkezine ilerledi. "Kreacher efendi Regulus'u o mağaradan çıkaramadı. Efendi Regulus iksiri Kreacher'a içirmek yerine kendi içti, efendi Sirius. Kreacher onu inferilerden kurtaramadı."

Ev cininin söyledikleri herkesi şaşırtırken Severus o an odadaki duygusallıktan en az etkilenen kişi olarak temkinlice sordu. "Kolyeye ne olduğunu biliyor musun Kreacher? Regulus'la birlikte mağaradaki göle mi düştü?"

Kreacher alışılmadık şekilde fazla duygusal ve durgunken, Severus'un sorusunu da itiraz etmeden cevapladı. "Efendi Regulus kolyeyi yok etmesi için Kreacher'a teslim etti ancak o bunu başaramadı."

Harry, heyecanla ayağı kalkarak ev cininin önünde diz çöktü. Şimdi boyları eşitlenmiş gibiydi. "Kolyeyi diğerleriyle birlikte yok etmek istiyoruz, Kreacher. Bize onu getirebilir misin, lütfen?"

Ev cini, kendisine söylenen nazik sözlerle şaşırdı. Regulus Black dışında kimse onunla böyle konuşmamıştı. Harry'e göreyse bu olağan bir şeydi. Betty'e karşı her zaman böyle davranmıştı.

"Eğer küçük efendi onu gerçekten yok edecekse..." diyerek şart sunma cürretinde bulunduğunda Harry aceleyle başını salladı.

"Hepsi toplanıp bir araya geldiğinde, kolyeyle birlikte yok edilecekler, söz veriyorum."

Ev cini birdenbire kayboldu ancak daha ne olduğunu anlayamadan tekrar eski yerinde belirmişti, elinde bir madalyon ile. Yavaşça Harry'e uzattı. "Buyurun, küçük efendi."

Harry, gerçekliğini duyduğu çekim sayesinde anladığı hortkuluğu eline alarak ayağı kalktı. Madalyonu babasına teslim ettikten sonra elini geri çekmeden bir şey istermiş gibi havada tuttu. "Sahtesi lazım değil, değil mi?"

İksir ustası çocuğun amacını anlayarak itiraz etmeden sahte madalyonu avucuna bırakınca Harry tekrar ev cininin yanına gitmişti. "İşte, Kreacher. Bu da Regulus'undu değil mi? Sende kalabilir."

Lord PotterWhere stories live. Discover now