20

2.2K 226 112
                                    

Karanlık sanatlara karşı savunma sınıfına girdikten sonra çoktan gelmiş olan Draco'nun yanına oturdu. "Remus bugün gel-" Lafını tamamlayamadan sınıfın kapısı seslice kapanmıştı.

Herkesin yaptığı gibi arkasını dönerek dikkatini kapıya verdi ancak gelenin kim olduğunu gördüğünde diğerleri gibi şaşırmamıştı. Zaten biliyordu, hatta sarışına söylemek üzere olduğu şey de buydu.

Profesör Snape hızlı adımlarla sıraların arasından öğretmen masasına doğru ilerlerken bir yandan da asasını sallayarak sanki günışığında durmak onu rahatsız ediyormuş gibi pencereleri siyah bir perdeyle kapatıyordu.

Harry gözlerini devirdi. Babası öğrencilerin arasında dolaşan dedikoduları güçlendirmek adına malzeme vermekten fazla hoşlanıyordu. Adam okulda dönen her dedikoduyu elbette biliyordu, vampir söylentileri de dahil.

İksir ustası hiçbir açıklama yapmadan yoklama almaya başladığında sınıfı fısıldayan öğrencilerin sesi sarmıştı. Yoklama sonunda bittiğinde başını parşömenden kaldırdı, bu hareketiyle sesler anında kesilmişti.

Harry sınıfın tepkisine gülmemek dudaklarını ısırmak zorunda kaldı. Bir an için Draco'ya bakarken onun da aynı durumda olduğunu fark etmesi uzun sürmemişti.

Evde beraber eğlendikleri adamın Hogwarts'ta huysuz bir yarasaya dönüşmesi gerçekten komikti.

Remus'un dediğine göreyse asıl garip olan adamın evdeki halleriydi. Dönem başladığında iksir ustası hakkında 'sonunda özüne döndü' tarzında bir yorum yapmıştı.

Eh, anlattığı ve iksir ustasının da reddetmediği çoğu anıdan da anlaşılacağı üzere Severus Snape'in gerçekliği aslında buydu. Kurtadam bunu iddia ettiğinde Harry "Haklı olabilirsin," diyerek desteklemişti. "Ama unuttuğunuz bir şey var, ben. Beni o büyüttü ve bir çocuk yetiştirmek onu değiştirmiş olmalı. Eğer değişmeseydi beni en fazla üç yıl içinde sokağa atmış olurdu. Ben James Potter'ın oğluyum, asla sakin bir çocuk olmadım."

"Evet," diye söze giren adamla düşüncelerinden sıyrılarak odaklandı. O ana kadar birbirlerine baktıklarının bile farkında değildi. İksir ustası bakışlarını ondan çekerek sınıfta gezdirdi. "Profesör Lupin, bugün kendini ders veremeyecek kadar
rahatsız hissediyormuş." derken her zamanki gibi mırıldanırcasına konuşuyordu. "Şimdiye kadar işlediğiniz konuların listesini bırakmadı... Bay Potter?" Son cümlesini el kaldırarak konuşma izni isteyen çocuğa hitaben söylemişti.

“İzninizle, efendim, böcürtleri, kırmızı kafalar'ı, kappaları ve garkenezleri gördük.”

İksir ustası çocuğu onaylar anlamda yavaşça başını eğdi. "Pekala..." diye mırıldanırken gözlerini sessiz sınıfın üzerinde gezdiriyordu. "Anlaşılan Lupin sizi pek zorlamıyor. Kırmızı kafalar ve garkenezlerle birinci sınıfların bile başa çıkmasını beklerdim." Harry içten içe bu söze katılsa da sessiz kaldı. Hogwarts müfredatının sorumlusu Remus değildi. "Bugünkü konumuz, kurtadamlar."

Çocuk adamın ne yapmaya çalıştığını anlamayarak kaşlarını çatarken, ön sıralardan bir Gryffindor öğrencisi "Ama efendim," diyerek söze girmişti. "Kurtadamlara geçmememiz gerekiyor, daha sırada hinzıpırlar vardı."

Harry başını onaylamazcasına iki yana salladı. Adamın Remus'la uğraşmaktan zevk aldığının farkındaydı ama bu biraz fazla gibiydi. Dikkatli bir öğrenci Lupin'in kimliğini fark ederek onu ifşalayabilirdi.

İksir ustası "Bay Thomas," diye mırıldandı. "Bu dersi benim verdiğimi sanıyordum, sizin değil. Ve hepinize üç yüz doksan dördüncü sayfayı açmanızı söylüyorum." Son cümlesini söylerken gözleri sınıfın üzerinde geziniyordu. "Hepinize. Hemen."

Lord PotterWhere stories live. Discover now