17

2.5K 254 177
                                    

Draco hoşnutsuzca yüzünü buruştururken "Bu iyi bir fikir değil," demişti. Tekli koltuğun bir koluna sırtını yaslamıştı ve bacakları diğer koldan aşağı sarkıyordu. Kucağındaki kitabı daha bir dakika önce okuyordu ancak Harry'nin içeri girerek seslice söylediği şeyler huzurlu ortamı dağıttığı için şimdi kapalı halde karnının üzerindeydi.

Harry kendini ortak salondaki deri koltuğa atmadan önce omuz silkerek "Evet," dedi. "Ama yapmamamız için bir sebep değil." derken çoktan yayılmış, rahatça yatar bir pozisyon almıştı.

Saat gece yarısını geçtiği için öğrenciler çoktan yataklarına çekilmiş, ortak salon boşalmıştı. Draco Harry'nin babasını ziyarete gittiği çoğu zamanda olduğu gibi salonun sessizliğini fırsat bilerek kafa dinliyordu.

Sarışın, çocuğun tam aksini yaparak duruşunu düzeltip koltukta normal bir şekilde otururken gözlerini devirmişti. "Aslında," derken beş yaşındaki bir çocuğa önemli bir şeyler öğretecekmiş gibi bir tavrı vardı. "Bir şeyin kötü bir fikir olması, o şeyi yapmamak için en mantıklı sebeptir." Tane tane konuşarak açıklamıştı.

Harry çocuğun dediklerini duymamazlıktan gelerek, "Yarın öğleden sonra gideceğiz." diye bilgilendirdi.

Draco bir kez daha gözlerini devirdi. "Sirius'la konuşmaya hevesli değilim. Seninle tanışacağı gün orada olmaya hiç değilim."

Harry "O benim vaftiz babam." diye sitem etti. "Yanına sen ve babamla gitmem onu şok edecek biliyorum ama aşırı bir tepki vererek seni kızdırmayacağına eminim, yani, en azından babam oradayken sıra sana gelmeden çoktan hastaneden kovulmuş oluruz."

Draco "Neden herkes Sirius'un gerçekleri öğrendiğinde vereceği tepkiden korkuyor?" diye sordu. "Asıl korkmanız gereken kişi o değil. Babam. Dumbledore'dan sonra Lupin ve Black'in de takıma katıldığını duyunca hiç de memnun kalmayacak. Açıkçası yüzüğü size vermemekle falan tehdit edeceğini düşünüyorum."

Harry Lucius Malfoy gerçeğini hatırlarken çocuğun dedikleriyle ciddileşse de son cümleyle birlikte gülüşüne engel olamamıştı. "Lucius'un büyük bir tepki vereceğini sanmıyorum." dedi sakince.

Draco ciddiyetini bozmadı. "Ölümyiyenler onun Yoldaşlık üyeleriyle görüşmesine sessiz kalmazlar. Babam da otoritesinin sarsılmasına göz yummaz."

"Sirius ve Remus'la açıkça görüşmesine ya da yakınlık kurmasına gerek yok." Babasının bir an için çapulcularla 'yakınlık kurduğunu' düşündüğünde sarışının yüzünden iğrenir bir ifade geçmişti.

Anlık düşüncesini hızla zihninden uzaklaştırırken "Elbette yok." diye çıkıştı. "Bir kurtadam ve kan ha-"

Harry "Hey!" diye bağırarak olası hakaretlerden önce sözünü kesince Draco sinirlenerek kaşlarını çattı.

"Bir kurtadam ve kan- Kes sesini yaralıkafa ve beni dinle!" Harry ikinci kez müdahale etmek için ağzını açtığında bu kez Draco sesini yükselterek onu susturmuştu. Çocuğun ağzını kapalı tutacağından emin olduğunda derin bir nefes alarak sakin sesiyle devam etti. "Bir kurtadam ve bir kan hainiyle aynı tarafta olmak o defteri teslim ettiğinden beri babam için bir sorun değil. Bunları çoktan aştık, daha doğrusu kabullendik. İkizlerle görüşmem de bunun bir kanıtı."

Harry, Draco'nun Remus ve Sirius'a karşı ağır laflar söyleyeceğini düşündüğü için utanmış gibi görünürken sarışın tüm bunların elbette farkındaydı ancak çocuğa kendini iyi hissettirecek bir şeyler söylemeye de yeltenmemişti.

Gerçekten de utanmalıydı. Babası Karanlık Lord'la karşı karşıya gelmeyi göze olarak hortkulukları açığa çıkarmıştı. Kendisiyse sırf Harry Potter'a destek olabilmek için yetiştiği tüm aile prensiplerini arkasında bırakarak Weasleylerle anlaşmış, kan saflığını savunmayı, en azından bunu dile getirmeyi bırakmıştı. Her seferinde aynı uyarıları duymaktan da bıkmıştı. Zaten yeterince taviz veriyordu.

Lord PotterWhere stories live. Discover now