7

3.3K 290 239
                                    

Harry akşam yemeğinden sonra vakit kaybetmeden diğerlerinden ayrılıp iksir profesörünün ofisine geldi. Snape büyük salondan ondan birkaç dakika önce çıkmış, peşinden gelmesini işaret etmişti.

Zaten açık olan kapıyı geldiğini belli etmek amacıyla bir kez tıklatıp içeri girdi. Snape çocuğun arkasından kapıyı kapatıp istenmeyen kulak misafirlerine karşılık bir sessizlik büyüsü yapmıştı.

"Dumbledore gitti." diye kısaca açıkladığında Harry deri koltuğun karşısına bir sandalye çekerek oturmuştu. İksir ustası, "Buraya bir koltuk daha getirmeliyim..." diye mırıldanarak çocuğun karşısına oturdu.

Çocuk, "Evet kesinlikle bunu yapmalısın," diye söylenirken asasını kılıfından çıkardı. Hafifçe salladığında sandalye yavaşça şekil değiştirerek konforlu bir koltuğa dönüşmüştü. Tatmin olmuş bir gülüşle babasına döndü. Yedi yaşından beri Hogwarts müfredatına uygun bir eğitim alıyordu, bu yüzden yaşıtlarının çoğunun aksine büyü bilgisi beşinci sınıf düzeyindeydi.

Sık sık pratik yaptığı için bu tür büyülerde ustalaşmıştı ve asası biçim değiştirmeye yatkındı. Bunun yanı sıra, iksir ustasının da anlattıklarına göre biçim değiştirme yeteneğini babası James Potter'dan miras almıştı.

Çapulcular beşinci sınıfta animagus olmayı başarmıştı. O zamanlar bunu başarıyla sakladıklarını düşünseler de Dumbledore her şeyin farkında olmuş, tüm bunları sağ kalan çocuğu büyüten Severus Snape'e anlatmakta bir sakınca görmemişti. Aslında bunda pek bir seçeneği olduğu da söylenemezdi. Harry Potter onun elindeyken istediği her bilgiyi vermek zorundaydı, aksi takdirde istemeyeceği hamlelerin önünü kesemezdi.

Snape'in çapulcuların dolunayı Lupin'in yanında geçirip geceyi nasıl atlattıklarını merak etmesi çok doğaldı. Dört Gryffindor her ay dolunay zamanı sinsice Hogwarts bahçesinde dolaşıyordu, Lupin'in kurt adam olduğunu anlamak zor değildi ancak diğerleri? Onun yanında nasıl böyle rahat dolaşabiliyorlardı?

Harry "İkna etmek için ne kadar uğraştın?" diye sorarken koltukta iyice yerleşmişti. Quirrel'ın gece yarısını bekleyeceğini tahmin ettikleri için rahattı. Öyle olmasa bile öğrencilerin yataklarına girdiğinden emin olmadan harekete geçmezdi. Ayrıca erken gitse bile aynayı geçemezdi, mecburen taşı bulana kadar oyalanacaktı.

"Ben uğraşmadım," diye mırıldandı profesör. "O beni ikna etti. Bunun mantıklı bir hamle olacağını düşünüyor."

Harry bunu saçma bulurken "Ne gibi bir mantık?" diye sorguladı.

"Gecenin sonunda bunu anlayacağından eminim." diye geçiştirdi adam. "Seninle beraber son bilmeceye kadar geleceğim ama benim bilmecem, sadece bir kişinin geçmesine izin veriyor. Bu yüzden onunla tek başına kalmak zorundasın."

Harry sorusuna cevap alamamış olsa da buna takılmadı. Adamın ona bilmesi gereken her şeyi söyleyeceğini ve kendisine asla yalan söylemeyeceğini biliyordu. Adam ona bu güne kadar hep dürüst olmuştu, hatalarını anlatırken bile. Ona güveni tamdı.

"Bununla başa çıkabilirim," dediğinde iksir ustası düşünceli bir hâlde çocuğu süzmüştü.

"Lily'nin koruması olmasaydı onunla tek kalmana asla izin vermezdim. Şimdi bile vazgeçmeyi düşünmüyor değilim." Harry duygulu bir gülümsemeyle onu kendi oğlu gibi yetiştiren adama baktı. Severus Snape, duygusuz bir öğretici olabilirdi ancak ilgili bir babaydı.

"Beni sen eğittin, sadece bu yüzden bile için rahat olmalı."

"Bu daha on bir yaşında olduğunu değiştirmiyor." diye söylendi adam. Evet çocuk güçlüydü, Hogwarts müfredatının büyük bir kısmına hakimdi ve hepsini kusursuzca yapacak kadar yetenekliydi ancak adı üstünde, hâla bir çocuktu.

Lord PotterWhere stories live. Discover now