8

3.2K 285 193
                                    


"Efendinin bana ayıracak vakti var mı?"

Harry tıslayarak koltuğa tırmanan yılana baktı. Evlerine döneli çok olmamıştı. Ev cini Betty'nin efendilerinin dönüşü şerefine hazırladığı akşam yemeğinden yeni kalmış, yorgunlukla kendini salondaki koltuğa bırakmıştı.

İksir ustasının aksine o trenle dönmüştü ve kompartımanlara da geçmemişlerdi. Draco'yla birlikte vagonda diğer Slytherinli öğrencilere katılmışlardı. İkilinin vagona yerleşmesiyle çoğu Slytherin kompartımanlara geçmekten vazgeçmiş, yanlarına gelmişlerdi.

Diğer binalardan vagona önceden yerleşen birkaç öğrenci Slytherinlilerin vagona doluştuğunu görünce yerlerini değiştirmişlerdi böylece tüm vagon onlara kalmıştı.

Yolculuk oldukça eğlenceli geçmişti. Harry kendi ortak salonlarında bile bu kadar eğlendiğini hatırlamıyordu. Salondaki öğrenciler genellikle ders çalışıyor veya sessizce sohbet ediyor olurlardı. Çok eğlenmek isteyen biri olursa dışarı çıkar, Gryffindor başta olmak üzere diğer binalarla alay ederlerdi.

Vagondaysa tren Kings Kross'a gelene dek kahkahalar kesilmemişti. Harry ve Draco'nun öncülüğünde birinci sınıflar yıl boyu başlarına gelen komik olayları canlandırmalı bir şekilde anlatmaya başlamışlardı. Çoğu anı karşı tarafı kışkırttıktan sonra geri çekilerek rakip binaların puan kaybetmesini sağlamakla ilgiliydi.

Sadece izlemekle yetinen üst sınıf öğrenciler de çok geçmeden onlara katılmış, tüm vagon oyuna dahil olmuştu. Harry çoğunun, belki de ilk defa kimliklerinden sıyrılıp 'sadece çocuk' olarak vakit geçirdiğini düşünüyordu.

Karşı koltukta kitap okuyan adama anlık bir bakış attıktan sonra elini uzatarak yılanın koluna sarılmasına izin verdi. Regina yavaşça çocuğun kucağına tırmanıp başını gözlerinin hizzasına yükseltmişti.

"Efendi benimle konuşacak mı?"

Çocuk, büyük salonun ortasında çataldili konuştuğu gün, dikkatsizliği yüzünden Severus Snape tarafından cezalandırılmıştı. Yılanın bir ay boyunca Snape'te kalmasının yanı sıra, çocuğun Hogwarts sınırları içinde yalnız kaldığı zamanlarda bile yılanıyla konuşması yasaklanmıştı. Öğrenciler o günden sonra çocuğun çataldili konuştuğuna şahit olamamışlardı.

Regina da cezalandırılmıştı. Harry uyarısına rağmen bir öğrenciye saldırdığı için ona kendisiyle konuşma yasağı koymuştu. Yılan, Harry'i de şaşırtarak sahibinin cezasına boyun eğmiş, tüm dönem tek kelime etmemişti. Ayrıca tüm dönem başka kimseye saldırmamıştı.

"Beni bir daha üzme, Regina." diye cevapladı yılanını. İksir ustası, tanıdığı garip tıslamalara karşı başını oynatmadan göz ucuyla kitabının üzerinden çocuğa bakmış, cezası Hogwarts'la sınırlı olduğunu için hiçbir tepki göstermeden tekrar kitabına dönmüştü.

"Eğer efendi de beni üzmeyecekse..." Evet, yılanlar asil ve gururlu hayvanlardı. Kendisine yapılanları asla unutmazlardı.

Regina, ona yasak koyarak kendinden uzaklaştıran sahibinin sevgisini hissetmeseydi belki de ona bu kadar bağlı kalmaz, dediklerini yapmazdı.

"Üzen taraf, ilk hata yapan taraftır." diye cevapladığında yılan bir süre sadece bakmış, sonrasında yavaşça boynunu eğmişti.

"Bilmeniz gereken bir şey var. Okulun duvarlarının içinde, borularda gezintiye çıkmış devasa bir yaratık. Atalarımın anlattığı kudretli varlık."

Harry yılanı dinlerken kaşlarını kaldırmış, bahsedilen yaratığın ne olduğunu düşünmeye koyulmuştu. Şatodaki üç başlı köpek ve dev ifrit taşı korumak için getirtilmişti ancak yerleri sabitti. Üstelik duvarların içinde, borularda gezinmeleri imkansızdı. Tüm bunların yanı sıra Regina bir yılandı, bir başka yaratıktan asla kudretli diye söz etmezdi.

Lord PotterHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin