"Fiziksel zarardan bahsetmiyorum Abel. Hectore saldırman bile Azelyaya zarar vermiş olman demektir. Ayrıca kendini Hectorden üstün sanma sakın. Özel olmuş olabilirsin ancak gördüğün gibi Egeria'nın oğlu ve okyanus karadan her zaman kuvvetlidir."

Abel şaşırdığında Elka elini çekti. Bugün olan olaylardan sonra ona fazlasıyla sert davranıyordu. Bu uyarı umarım Abel'i baskılardı.

"Azelyadan vazgeç. Maes'in bana yaptıklarını ona yapma."

Abel'in gözleri dolduğunda sertçe yutkundu. Birazdan ağlayacak gibiydi ancak kendini tutuyordu. Titreyen sesiyle konuştu.

"Vazgeç demekle vazgeçilmiyor."

Elka başını olumlu anlamda salladığında Abel'in ağlamak üzere olan haline hemen yumuşamıştı. Ona sarıldığında 'kontrollü ol' dedi. Abel tekrar başını olumlu anlamda sallarken sertçe yutkundu.

"Olacağım. Söz veriyorum."

Görüntüm değiştiğinde bu duruma fazlasıyla üzgündüm. Abel kontrollü olacağını söylemişti ama bunda sanırım pek başarılı olamayacaktı.

Görüntüme Leon ve Fiona girdiğinde birlikte bir ağacın gövdesine yaslanıyorlardı. Ne Okka buradaydı ne de Santa.

Onların mutlu hallerini izlerken gülümseyemiyordum çünkü yaşanılanlardan haberciydim.

Fiona elini Leon'un yanağına koyduğunda 'söz veriyorum' dedi parıldayan gözleriyle.

"Senden başkasını hiçbir zaman sevmeyeceğim."

Leon Fiona'nın elini tuttuğunda gülümsedi.

"Ben de söz veriyorum Fiona. Senden başkasını sevmeyeceğim."

Göz devirdiğimde yaşanılanları bilmesem bu manzarada kalbim eriyecekti. Ancak Leon'un nasıl Mathildaya gittiğini çok iyi biliyordum. O sözünde durmamıştı ve Fiona da öyle. Corentini sevmişti. Bu sözün hiçbir anlamı yoktu. Leondan gerçekten hoşlanmıyordum.

Gözlerimi aniden yatağımda açtığımda sakinleşebilmek için bir süre beklemiştim. Azrail rahatlamam için bileğimden tutarken kesitler aklımda dönüyordu. Benim için en önemlisi Lohga'nın söyledikleriydi.

Yatakta doğrulduğumda ellerimle yüzümü sıvazlamış ve derin bir nefes verdikten sonra yataktan çıkarak banyoya ilerlemiştim. Kısa bir duşun ardından özel kıyafetimi giyinmiş ve hazırlanmıştım. Odaya döndüğümde Azrail bekliyordu. Durgun halinden dolayı rahatsızdım ama dün o şekilde davrandığım için olmalıydı. Yine de bu konuda haklı olduğumı düşünüyordum. Sorun olmadığını söylesem de o kafaya takmıştı sanırım.

Gülümsediğimde 'kahvaltı yapalım' dedim. Azrail gülümseyerek başını salladığında adımlarımı alt kata çevirdim. Alt kata indiğimde Azelya ve Lacey salonda oturuyorlardı. Herkesi selamladıktan sonra Azelya'nın üstüne bakışlarımı çevirdim.

"Özel kıyafetini giyin. Ekipmanların olmadan dışarı çıkmamalısın."

Azelya başını salladığında bıkkınlıkla 'kıyafet çok ağır' dedi.

"Yine de giyeceğim."

Azelya odasına giyinmek için gittiğinde kahvaltıyı hazırlamak için mutfağa yöneldim. Azrail de peşimden gelirken aniden Lacey de gelmişti.

"Ben hazırlamana yardımcı olayım."

Lacey'in kibar davranışına karşılık başımı sallayarak teşekkür ettiğimde sessizce kahvaltıyı hazırlamıştık. Azrail'in durgun halini dağıtması için dünü unutarak ona gülümsüyordum. Böyle olmasını istemiyordum.

ATALANTE 3 [TAMAMLANDI] Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin