Bölüm 44

8.8K 1K 861
                                    

Herkese merhabaaa!
Azrail karakterine bakmayanlar 3. sıradaki gife bakmasın. Ya da bakın ya öyle hayal etmenize gerek yok gifler tepkileri yansıtmak için aslında. Her karakteri farklı hayal edebilirsiniz. Gifler önemli değil.
Veeee medya Esya!

......

Vücudum titremeye başlarken dilim benden bağımsız hareket ediyor gibiydi. Acıyla kalbime doğru eğilirken oraya baskı yapmaya çalışıyordum. Paul ve Louis iki kolumdan da tuttuğunda öfke tüm vücuduma yayılıyordu. Herkesin ve her şeyin yok olmasını istiyordum.

Fısıltılar devam ederken Lohga zihnimden titreyen sesiyle konuştu.

"Kakuatan ieu bakal."

Dişlerimi sıkarak gözlerimi yumduğumda karşı koyamıyordum. Lohga'nın söylediklerini dilim istemsizce söylüyordu.

"Kakuatan ieu bakal."

Lohga'nın titreyen korku dolu sesi zihnimde yansımaya devam ederken dilim bir şeyleri söylüyordu.

"lahir sareng urang."

Bileklerimdeki zincirler aniden parçalandığında karşı özellerin tümü şaşkınlıkla geri adım attı. Vücudumdan akan ter beni rahatsız etmezken titremeye devam ediyordum. Çenemi sıkmaktan tüm yüz kaslarım ağrımaya başlamıştı.

Paul'un ani atak yaparak bıçağı Azrail'e savurmasıyla öfkem hiç olmadığı kadar içimde birikiyordu. Paul'un eli kilitlenirken korku ve acıyla bağırdı. Nasıl görünüyorum bilmiyordum. Ancak bıçağın Azrail'e değmesini engellemiştim.

Neden Azrail de dahil bana korkuyla bakıyorlardı bilmiyordum.

Ayaklarım yerden kesilirken fısıltılar çoğalmaya başlamıştı. Artık sadece fısıltıları duyuyor gibiydim. Kimse hareket edemiyordu. Kimse beni durdurmak için hareket edemiyordu.

"Abdi nyauran anjeun. Datang sareng janten sareng kuring."

Ne dediğimi bilmiyordum. Söylemek istiyordum. Fısıltılar söylememi söylüyordu. Başka hiçbir şey duymuyordum. Cümlemi fısıltıyla kurarken aniden zaman durmuştu benim için. Tek bir yere odaklanmıştım. Tek bir yer.

Tek ona odaklanmıştım. Siması olmasa da beni çok etkileyen o kişiye odaklanmıştım. Elini bana doğru uzattığında nefes alışverişim sakinleşmişti. Oraya gitmek istiyordum. Onun yanına gitmek istiyordum. Onunla en güçlüsü olacaktım.

Beni çağırıyordu.

Onunla yok edecektik.

O beni istiyordu.

Ben de onu istiyordum.

Farkında olmadan oraya doğru yavaşça süzüldüğümde başka hiçbir şey duymuyordum. Başka hiçbir şey görmüyordum. Sadece o ve ben olmalıydık. Sadece o ve ben tüm aleme hakim olmalıydık.

İçimi huzurla doldurmuş gibiydi. Bütün kötü hislerim kaybolmuştu. Mutlu hissediyordum.

Ona yaklaştıkça heyecanım artıyordu. Bana uzattığı eline dokunmak istiyordum. Ona doğru süzülmeye devam ederken nihayet eli elimi tutmuştu. Bir siması yoktu ama bana gülümsediğini hissediyordum.

Koluma dokunduğunda kolumdaki tüm acı kayboldu. Kolumdaki yanık yerini temiz deriye bıraktı. Gözlerimi ondan alamıyordum. Başka hiçbir yere bakamıyordum.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
ATALANTE 3 [TAMAMLANDI] Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin