7. Bölüm

28.8K 2.1K 9.1K
                                    


"Millet Jimin yanında yardımcı getirmiş!"

Jungkook arabanın kapısını kapatıp sırt çantasını sırtına geçirirken çekingence etrafına baktı; daha önce tanışmadığı birkaç tane adam itfaiye arabalarını yıkıyorlardı ve Jimin'in arabasının geldiğini duyunca yaptıkları işe ona selam vermek için ara vermişlerdi.

"İşinin başına dön Gun, o buraya hava değişikliği için geldi," dedi Jimin çantasını arabanın bagajından alıp sırtına atarken. Bir yandan da arkadaşlarını gördüğü için mutlu görünüyordu.

"Ee tanıştırmayacak mısın bizimle?" dedi bir başkası, serin havaya rağmen kısa kolluyla duruyordu. Jungkook ona bakarken üşümüştü.

"Arkadaşım Jungkook," dedi Jimin, Jungkook'a bakıp gülümserken. Arkadaşımın küçük kardeşi değil, arkadaşım demişti.

Tam Jungkook ona bakan üç adama gülümseyip memnun olduğunu söyleyecekken Namjoon elleri cebinde koşar adımlarla yanlarına gelince susmak zorunda kaldı çünkü Namjoon bağırarak yaklaşıyordu ve herkes ona dönmüştü;

"Jimin! Nerede kaldın? Sabahtan beri ırgat gibi çalışıyorum- a Jungkook? Burada ne işin var?"

"Selam," diye mırıldandı Jungkook gülümseyerek. Namjoon'u severdi.

"Hoşgeldin, şaşırdım seni gördüğüme. Tanıştınız mı?" diye sordu hemen, Gun ve diğer adamlara dönerek. "Jin var ya, onun kardeşi."

Jungkook kaşlarını çattı. Bu ayrıntıya gerek yoktu. Rahatsız olduğunu belli etmemek için başını çevirdiği anda Jimin'le göz göze geldiler. Jimin de sanki onu anlamış gibi gülümseyip omuz silkmişti.

Jungkook hemen önüne döndü.

"Eee burada böyle dikilecek miyiz akşama kadar?" dedi Jimin en sonunda. "Yemek yediniz mi?"

Namjoon başını salladı, "Onlar yedi, ben seni beklemiştim. Jungkook, açsın öyle değil mi? Bolca yemeğimiz var." Bunu dedikten sonra kısa kollu olan adama bakıp gülmüştü.

Jimin de ona bakıp güldü, "Seong, yine diyette misin?"

Seong başını salladı, "Bu sefer çok kararlıyım. Sabahları sizin antremanlarınızı da yapacağım." Adam biraz kiloluydu ama sağlıksız da durmuyordu. Yine de durumundan rahatsızdı belli ki.

"Bir hafta veriyorum," dedi Gun.

Seong kaşlarını çatıp elindeki ıslak fırçayı ona doğru salladı, "Sen kendi işine baksana!"

Ortalığın karışmak üzere olduğunu fark eden Jimin, Jungkook'un sırtına elini yerleştirip kaldıkları binaya doğru yönlendirirken arkadaşına eliyle 'beş' işareti yapıp güldü.

***

Her ne kadar Jungkook buraya hava değişikliği için gelmiş olsa da burası Jimin'in iş yeriydi ve bu yüzden ilk günleri Jimin'in uğraşması gereken bir ton kağıt işleri ve dinlemesi gereken raporlar yüzünden son derece sakin geçmişti. Akşam yemeği hazırlığı sırasında Jungkook neredeyse herkesle tanışmış, sohbet etme şansı elde etmişti. Olaysız ama huzurlu bir akşamdı çünkü Jungkook ne zaman başını hafifçe çevirse Jimin'i görebiliyordu.

Gece yarısına kadar ortak alanda oturup havadan sudan muhabbet etmişler, dönüşümlü olarak çalıştıkları diğer ekibin ne kadar dağınık olduğundan yakınıp onların dedikodusunu yapmışlardı. Bu sırada Jungkook her şeyi gülümseyerek dinliyordu. İlk defa Jimin'in hayatına bu kadar yakından tanıklık etme şansı bulduğu için heyecanlıydı.

Bu heyecanı uzunca bir süre geçmemiş olacak ki yastığa başını koyalı saatler olmasına rağmen Jungkook'un gözlerinde uykunun kırıntısı yoktu. Yatakta dönüp durmuş, sosyal medyada takılmış, arkadaşlarıyla mesajlaşmıştı ama hala uykusu gelmemişti.

marshmallow|jikookWhere stories live. Discover now