14. Bölüm

42.1K 1.9K 12.4K
                                    

yn: hafta içi geç bir saatte yayınlayarak kendi bacağıma sıktığımın farkında olmakla beraber sanırım uyumamış olanlarınızdan yorum dileneceğim :D hehe :D nolur :D

Yanlışlarım varsa kusura bakmayın kendi adımdan bile emin değilim şu noktada ^^

***

Jungkook hafta içleri alarmından önce asla uyanmazdı. Aslında, alarmına da uyanmazdı; uyanması için ilk önce alarmının uzun uzun çalması, sonrasında abisinin içeriden ona seslenmesi, en sonunda da gelip onu çekiştirerek yataktan kaldırması gerekirdi.

Ama bugün öyle olmamıştı.

Jungkook yatağında zıplayan (?) birinin varlığını hisseder hissetmez meraktan uyanmıştı. "Ne oluyo-"

"Şunkookie!" dedi Youra, abisi uyanır uyanmaz kendisini onun üzerine atarak. "Ben geldim!"

"Oha." Jungkook uykusundan tamamen arınarak yattığı yerde doğruldu ve küçük kardeşine sıkıca sarıldı. "Ne zaman geldin?"

Bu sırada bay Jeon odaya girdi. "Güzeller güzeli prensesimiz uyanmış sonunda," dedi gülerek. "Okula geç kalmıyor musun sen?"

"Baba?" Jungkook babasını görünce yeniden şaşırdı. Halbuki ne bekliyordu ki? Youra Japonyadan eve kendi başına mı gelecekti? Hala uyku sersemiydi anlaşılan.

"N'aber eşşek sıpası," dedi adam oğluna sarılmak için yanına gelirken. "O şaşkın surat ne? Bizi gördüğüne sevinmedin mi?"

Jungkook, Youra'yı bırakmadan babasına da sarıldı. "Hayır, şaşırdım sadece. Hem bahsi geçen eşşek sen oluyorsun, haberin olsun." Çok güzel bir sabah oluyordu onun için. "Annem nerede?"

"Kahvaltı hazırlıyor, koş git yanına hadi."

Youra, abisini bırakmaya pek niyetli olmadığı için Jungkook onu kucağına alarak mutfağa doğru gitti. Tüm ev, annesinin yaptığı krepten kokuyordu. Şapşal gülümsemesini durduramıyordu.

"Anne!" dedi, Jin ile konuşan kadına arkasından sıkıca sarılarak. Youra bu sırada aralarında tost olduğu için kıkırdıyordu.

"Günaydın, uyandın mı?" dedi kadın da ona doğru dönüp sıkıca sarılarak. "Her gördüğümde biraz daha büyüyorsun."

Jin kaşlarını çatarak kardeşini ciddi bir yüz ifadesiyle süzdü, "Öyle mi dersin?" diye mırıldandı. "Bence hala on yaşında."

Jungkook kendini tutamayarak onun yüz ifadesini taklit edip gözlerini devirince de "Hem tip, hem davranış olarak," diye ekledi Jin.

"Ablam nerede?" diye konuyu değiştirdi Jungkook. Jin ile uğraşmaya enerjisi henüz o kadar da yoktu.

"O birkaç gün sonra gelecek," dedi annesi. "Ama önden sana bir şey yolladı."

"Ne?"

Kadın, oğlunun burnunu sıkıp iki yanağından da kocaman öptü. "Bunu."

"Güzelmiş ama bir dahakine para yollasın, öpücükle karın doymuyor."

Bu sırada, Youra Jungkook'un dağınık saçlarıyla oynamakla meşguldü.

"N'apıyorsun?" dedi Jungkook.

Youra bacaklarını onun beline sarıp, boğum boğum olmuş kollarını boynuna doladı. "Abiş seni çok özledim!"

"Ben de seni koca yanak," dedi Jungkook onu kucağında sağa sola sallayarak sarılmaya devam ederken. "Asıl annemler sana iyi bakmış, ağırlaşmışsın."

marshmallow|jikookWhere stories live. Discover now