12. Bölüm

44.1K 2.1K 11.8K
                                    


Yn: Mutlu yıllar Ruby, iyi ki doğdun 💛

Bölümü on ikiye yetiştirmeye uğraştım ama başaramadım 👀 Bu hikaye için yaptıklarının tam olarak karşılığı olmasa da umarım bu bölümü minik bir hediye olarak kabul edersin

***

Taehyung, sıkı sıkı sarıldığı yastığını bırakıp kollarını kaldırarak hiç aceleye getirmeden gerindi. Güzel bir uyku çekmişti ve bu yüzden son derece keyifli uyanmıştı. Sonunda ışığa alıştığını hissettiğinde yüzündeki huzurlu gülümseme ile gözlerini yavaşça araladı ve... Tam tepesinde, ona kocaman açtığı gözleriyle dik dik bakan Jungkook'u gördü.

"Ha siktir-" diye irkildi yattığı yerde telaşla geriye kayarken. "N'apıyorsun öyle zebellah gibi tepemde ya?"

"Bir rüya gördüm," dedi Jungkook gözlerini kırpmadan arkadaşına bakmaya devam ederken. Yüz ifadesi her geçen saniye daha da rahatsız edici biçimde bir manyağı anımsatıyordu.

"N'apıyım?" Oflayarak yattığı yerde diklenip boynunu ovuşturdu. Ani hareketi yüzünden ağrımaya başlamıştı.

"Rüyamda Jimin beni öpüyordu," dedi Jungkook. "Sonra," diye mırıldandı. "Sonra-"

"Her zaman gördüğün bir rüya için neden bu kadar heyecanlısın?"

"Sonra fark ettim ki-" Gülmeye başladı. Gülüşü her geçen saniye daha da şiddetleniyordu. "Gerçekmiş! Rüya değilmiş!" Arkadaşının üzerine atlayıp yakasını tutarak onu sarstı, "Duyuyor musun beni?"

Taehyung kelimenin tam anlamıyla küçük dilini yutmuştu. "Ha? Ne? Ne- Ne!" diye bağırdı. "Ne diyorsun ya!"

"Öptü, beni öptü Taehyung! Dün gece, bahçede konuşuyorduk ve işler bir anda atışmaya döndü. Ona benden hoşlanmadığını sesli bir şekilde söylemesini istedim ve bir an sonra beni öpüyordu!" Fısıldayarak, ama büyük bir coşkuyla anlattı. İçi içine sığmıyordu.

"Ha siktir dalga geçmiyorsun değil mi?" dedi Taehyung. "Biliyordum oğlum biliyordum bu işin olacağını! Sana söylemiştim!"

"Daha dün önüme bakmam gerektiğini söyledin," dedi Jungkook kaşlarını çatarak.

Taehyung sırıtarak parmağını arkadaşına doğrulttu, "Jimin'in seni beklediği önüne bakmanı kastetmiştim." Hırsını alamayıp bu sefer gerçekten yüksek sesle bağırdı; "Biliyordum işte!"

Jungkook cevap veremeden odanın kapısı açıldı, "Uyanmışsınız," dedi Yoongi kafasını odadan içeri uzatıp. "Kahvaltıyı hazırlamaya yardıma gelin."

"Tamam!" dedi Taehyung. "İniyoruz hemen aşağı!"

Yoongi, gencin enerjikliğine yüzünü buruşturdu ve odadan çıktı.

Taehyung enerjisinden hiçbir şey kaybetmeden Jungkook'u yataktan paldır küldür aşağı indirdi. "Bakayım bir tipine." Arkadaşının şaşkın yüzünü tutup sağa sola çevirerek inceledi. "Hiç uyumadın mı sen? Gözlerin kıpkırmızı ve göz altların mor. Şu saçlarını düzelt. Çıkart şu kapüşonluyu ya üzerinde paralandı resmen!" Hızlıca bavuluna gidip karıştırdı ve beyaz bol bir tişört bulup arkadaşının suratına fırlattı. "Bunu giy."

"Ama soğuk-"

"Bunu giy dedim!"

***

İki arkadaş aşağı indiklerinde Gipeun'u bulmayı ummuşlardı ama kız ortalıklarda yoktu. Hala uyuyor olmalıydı.

"Günaydın!" dedi Hoseok her zamanki sıcacık gülümsemesiyle. "Kahvaltıda krep var."

marshmallow|jikookWhere stories live. Discover now