22. Bölüm

28K 1.1K 6.1K
                                    


"Jimin- Jimin hyung!" Jungkook gülüşünü kontrol altına almaya çalışarak elleri ile yüzünü kapadı. Tatlı kahkahası tüm odada yankılanıyordu. "Dur dur dur!" Bu sefer de Jimin'in kollarını yakalamaya çalışarak koltukta debelendi. Jimin ise gencin gülüşünü duymaya devam edebilmek için aynı şekilde gülerek onu gıdıklamaya devam ediyordu.

"Ahhhhhhhh bayılacağım şimdi!" diye bağırdı Jungkook bir kez daha. Saçları darmadağın olmuş, yeni kesilmiş kakülleri alakasız yönlere bakıyordu. Gülmekten gözleri yaşarmış, bu yüzden daha da parlak gözüküyordu. Yanakları kızarmış ve debelenip durmaktan boynu hafifçe terlemişti.

"Tamam tamam durdum," dedi Jimin, en sonunda onun haline acıyarak. Gıdıklamayı bırakmış olsa da gencin üzerinden kalkmamıştı. Üzerine devrilmemek için bir eliyle koltuktan destek alırken diğeriyle gencin alnına yapışan saçları nazikçe geriye doğru taradı.

Jungkook, onu, bu sırada hala nefes nefese olduğu için gözlerini bir yumup bir açarak izliyordu sadece. Çektiği derin nefesler yüzünden göğsü bir inip bir kalkıyordu. Jimin de onu dikkatlice izlemeye başladığı için az önceden kalma gülümsemesi yavaşça soldu, ve bir şekilde, az öncekinden de derin nefesler almaya başladı.

"Böyle çok güzel gözüküyorsun," diye mırıldandı Jimin. Üzerine daha çok eğilerek dudaklarını onun nemli boynuna bastırdı ve kulağına doğru birbiri ardına öpücükler kondurarak devam etti. "Beni ne kadar etkilediğini anlatmanın yolunu bulamıyorum Jungkook. Her şekilde, her anda, hiç uğraşmadan nasıl bu kadar yakışıklı ve çekici olduğunu anlayamıyorum."

Jungkook cevap vermek yerine başını yastığa bastırarak boynunu daha fazla açmakla yetinmişti. Jimin ise önüne altın tepsiyle sunulan bu fırsatı değerlendirerek dudaklarını yeniden gencin boynuna bastırdı. O dudaklarını her oynattığında, hassas tenin üzerinde dilini gezdirip emdiğinde Jungkook'un vücudu altında kıvranıyordu.

Jimin elini Jungkook'un saçlarından uzaklaştırıp beline kadar inerek tişörtünün altına soktu. Bir bacağı, Jungkook'un bacaklarının arasında duruyordu. Dizini ince kumaşın üzerinden Jungkook'un penisine sürtünce Jungkook daha da sesli nefesler almaya başlamıştı.

Genç olan bir elini Jimin'in sırtına götürüp tırnaklarını sertçe üzerinde gezdirirken diğerini sarı saçlarına götürüp aynı sertlikle kavramıştı.

"Jimin-"

Jimin, Jungkook'un tırnaklarının sırtında bıraktığı his yüzünden gülümserken gencin boynunu ısırdı. Canını acıtmayacak şekilde ayarladığı ısırıklar ile bir yol çizerek dudaklarına doğru çıktı.

Jungkook, bunun hoşuna gittiğini belli eden sesler çıkartıyordu, ve Jimin, Jungkook'un vücut dilini artık ezbere biliyordu ancak genç olan hemen bir sonraki adıma geçmek istemenin verdiği sabırsızlıkla altında daha çok kıpırdanmaya başlayınca, her ne kadar çok hoşuna gidiyor olsa da, Jimin önce sırtındaki elini kolundan tutarak uzaklaştırdı, sonra da saçındaki elini bileğinden yakaladı. İki bileğini de tek eliyle tutarak yukarıya, Jungkook'un kafasının üzerine bastırarak onu olduğu yere sabitledi.

Bir anlığına bu görüntünün tanıdı çıkartmak isteyerek geri çekilmişti ancak Jungkook'un ona bakışları Jimin'i de en az Jungkook kadar sabırsız birine dönüştürüyordu.

"Jimin hyung lütfen.."

Jimin, dudaklarını diliyle ıslatıp başını hafifçe aşağı yukarı salladı. Jungkook'u yalvartmaya niyeti yoktu. Her ne kadar o bunu yaparken, büyük parlak gözleri ve koyu renkli dudaklarıyla bir rüya gibi gözükse de...

Naabot mo na ang dulo ng mga na-publish na parte.

⏰ Huling update: Dec 11, 2023 ⏰

Idagdag ang kuwentong ito sa iyong Library para ma-notify tungkol sa mga bagong parte!

marshmallow|jikookTahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon