21. Bölüm

31.8K 1.4K 8.6K
                                    

yn: helö, küçük bir uyarı yapıp bölüm ile aranızdan çekileceğim,, bu bölüm 26 bin kelime o yüzden niye bitmiyor falan diye sorgularsanız sebebi benim şartlarımda yaklaşık 4, marşmelov şartlarında ise 2 bölüm uzunluğunda olduğundandır🧍🏽‍♀️

bu kadar uzun süre hevesinizi hiç kaybetmeden bölümü beklediğiniz için teşekkür ederim :') iyi okumalar!

notun notu: bu bölüm, ilham perim souvenirtell 'e minik bir hediyedir🤍*

***

"Zor günler bitti, şimdi sırada daha zorları var."

Gipeun ve Jungkook kollarını göğüslerinde kavuşturmuş bir şekilde sahnede, mezuniyet töreni konuşması için prova yapan Taehyung'u izliyorlardı. Öğle aralarının bitmesine yarım saatten az kalmıştı ancak konuşma konusunda henüz başladıkları noktadalardı demek yanlış olmazdı.

"En son motivasyon konuşması yapacaksın diye konuşmamış mıydık?" diye sordu Gipeun. "Bunun tam olarak neresinden motive olacağız?"

Taehyung, kıza flörtöz bir şekilde göz kırpıp, "Dış görünüşümden," dedi ve karşılığında arkadaşından kusuyormuş gibi yaptığı bir yüz ifadesi ile karşılık aldı.

"Cidden Taehyung..." dedi Jungkook. "Ne konuşma yapacağını hiç mi düşünmedin? Hani akşam yazacaktın bir şeyler?"

Taze okul başkanının en sonunda sabrı tükendiği için yüzünü buruşturarak yere oturdu ve ayaklarını sahneden aşağı sarkıttı. "Sabaha kadar oyundaydım..."

Jungkook da aynı şekilde sızlanarak suratını astı, "Bensiz oyuna mı giriyorsun!"

"Bilgisayarının çalınması benim suçum mu?"

"Benim suçum mu?"

Gipeun gözlerini devirdi, "Olaya yine kendinizi vermiyorsunuz," dedi ellerini çırparken. "Taehyung'u okul başkanı yaparak gider ayak başımıza bir dert aldık zaten. Bir sürü işimiz var."

Taehyung biraz düşündükten sonra omuz silkti, "Yo. Ne kaldı ki? Fotoğrafçıyla anlaştım. Balo için görevlileri seçtim. Yıllık için duyuru yaptım."

"Cübbeler kiralanacak," dedi Jungkook. "Fotoğraf çekimi sırasında başlarında durman gerekiyor, ve balo için kavalye buldun mu?"

"Gipeun?" diye sordu Taehyung hemen, elini uzaktan kıza doğru uzatarak.

Gipeun da elini ona doğru uzattı, "Olur."

"Ya!" diye bağırdı Jungkook, Gipeun'un eline vurup aşağı ittirmeden hemen önce. İki dakika içerisindeki ikinci kez ihanete uğrayışıydı bu. "Gipeun benimle gelecekti!"

Taehyung hiç oralı olmamıştı. "Ama ilk ben sordum. Gidip ağla."

"Sormama gerek mi vardı? Gipeun? Bir şey söyle?"

Kız bıkkınca iç geçirdi, "Şimdi ikinizle de gitmek istemediğimi düşünmeye başlıyorum."

"O zaman Taehyung, sen benimle gel," dedi Jungkook.

Taehyung omuz silkerek, "Olur," der demez bu sefer bağırma sırası Gipeun'daydı: "Hayır! İlk benimle dedin! Ya Jungkook! Araya kaynak yapma!"

"Hani ikimizi de istemiyordun?" diye sordu Jungkook.

"İstemiyor olabilirim ama sözler verildi bir kere."

Taehyung başını aşağı yukarı salladı, "Yani, baloya üçümüz birlikte gidiyoruz. Okuldakilerin hayal gücü biraz geniş olsa çoktan üçlü ilişki yaşadığımız dedikodusu yayılmıştı ama neyse ki kafaları basmıyor..."

marshmallow|jikookWhere stories live. Discover now