57

3.8K 241 95
                                    

Grindelwald'ın anlattıkları odada panik etkisi yaratırken, Karanlık Lord ve varisi zihinlerinde durum değerlendirmesi yapmakla meşguldü.

Odayı küçük çaplı bir uğultu kaplarken Hermione bakışlarını yanında oturan kadına çevirdi. Eline birilerine lanet yağdırma fırsatı geçtiği her an keyiflenen Bellatrix bile durumun ciddiyetinin farkında olarak çocukluğu bırakmış, yüzüne takındığı Slytherin maskesiyle birlikte son derece soğukkanlı olarak Sirius ve Rodolphus'la tartışıyordu.

Rabastan'sa sessizce onları dinliyordu. Fransa savaşında gözden kaybolduğunda Lestrange çifti öldüğünü düşünmüştü ancak savaş bitince Rabastan yanlarına gelmiş, tüm zaman boyunca meydanın diğer ucunda olduğunu söylemişti. Endişelenmeleriyle ilgili alay ettiğinde Bella'nın lanetlerinden kaçmak zorunda kalmıştı.

Hermione kadını ilk kez bu kadar ciddi görüyordu. Birlikte antrenman yaptıkları zamanlarda, yeni bir şeyler öğretirken ciddileştiği oluyordu ancak o zamanlarda bile biraz da olsa alaylı olurdu. Şimdiyse bu hâliyle tamamen Lucius'a benziyordu.

Lucius Malfoy her zaman kendinden emin, soğukkanlı ve sakin olurdu. Önceden bunu Slytherinlilerin sıkça kullandığı maskelerden biri sanırdı ancak zaman geçtikçe bu duruşun Lucius'a ailelesinden miras kaldığına emin olmuştu. Draco birlikte vakit geçirirken klasik, burnu havada bir Slytherin öğrencisi olurdu ancak ciddi ortamlarda tamamen babasına dönüşüyordu.

Karanlık Lord gözlerini varisinden çekerek ölümyiyenlerinin üzerinde gezdirdi.

İrlanda savaş hazırlıklarını tamamlamış, saldırı planları yapıyordu. Savaş gerçekten tahmin edilenden daha yakındı. Aylardır taciz saldırılarıyla dikkat dağıtıyorlardı. Bunu ön görememek büyük bir aptallıktı.

Karanlık Lord'un kendilerini izlediğini fark eden ölümyiyenler aralarındaki konuşmaları bırakarak sessizleşirken Voldemort sessizce diğerlerine bakmayı sürdürdü.

"Savaşmaya hazır yeterince askerimiz var mı, Gellert?" diye yavaşça sorarken dikkatinin çoğu ölümyiyenlerinin düşüncelerindeydi. En ufak bir şüphe, kaçma isteği ya da korku ölümlerini kesinleştirebilirdi.

Neyse ki elit grup, yıllar önce olduğundan daha sadıktı.

Grindelwald yavaşça başını sallarken, "Sizin için savaşacak çok sayıda askerimiz var, lordum." diye cevapladı. Avrupa'da, özellikle Gellert Grindelwald'ın çağrısıyla birlikte bağlılığını bildiren yüzlerce büyücü vardı.

Düşmüş Karanlık Lord, yükselişinde hatta Dumbledore'a yenilmesinden sonra bile takipçilerinin savaşmaktan kaçmayarak yıllarca idealleri için direndiğini biliyordu. Şimdi çoğu yine onun sayesinde Karanlık Lord'a bağlılığını bildirmişti ve savaşmaktan korkmuyorlardı.

Grindelwald temkinli bir sesle, "Ancak karşı tarafın sayısı hakkında bir bilgimiz yok. Sadece tahmin yürütebiliyoruz." diye devam etti.

İrlanda Sihir Bakanlığı önderliğindeki oluşum hafife alınamazdı. Savaş hazırlıkları yapıldığını öğrenmek çok zor olmuştu. Bakanlıkta üst rütbeli birini günlerce takip etmiş, ilk fırsatta kaçırmışlardı. Ancak adam son derece güçlü zihinbendinin Grindelwald karşısında yeterli olmadığını anladığı an kendini öldürmüştü. Kendisinden çalınan düşüncelerse büyük bir ordunun hazırlandığı ve savaşın yakın olduğuyla ilgili kesik kesik bilgilerden oluşuyordu.

Maalesef ki asasız büyü karşı tarafta var olduğunda büyük bir dezavantaj oluyordu. Üstelik böyle bir yeteneği olup olmadığı anlamak büyücünün kendisi söylemediği sürece imkansızdı. Bakanlık görevlisinin savunduğu şey uğruna canını vermesi tanıdık bir hareketti ancak karanlık tarafın pek de işine geldiği söylenemezdi.

Slytherin Varisi (Harry Potter AU)Where stories live. Discover now