43

4.1K 280 451
                                    

O haftaki üçüncü çatışma için Almanya'nın tenha sokaklarından birine cisimlenip hızlı adımlarla büyülerin havada uçuştuğu yöne doğru ilerlemeye başladı.

Grimmauld Meydanından kaleye dönmesinden kısa bir süre sonra gelen işaretle birlikte aceleyle çağırıldığı yere cisimlenmişti. Sonunda kaleye gelen Grindelwald'la yeterince vakit geçiremediği keyfi kaçmıştı. Tam gençlik iksirini içerken işaret gelmesi de ayrı bir sinir bozucuydu. Neyse ki, Sirius'a hâla kızgın olduğundan çatışmada hıncını birilerinden çıkarabilecekti.

Sokağın sonundan sola döndüğünde, başka bir sokaktan çıkan sarışın çocuğu gördü. Draco varisi gördüğü an adımlarını ona doğru çevirmişti.

Harry çocuğun yaklaşması için kısa bir süre duraksadıktan sonra onunla birlikte hızla çatışma bölgesine yöneldi.

"Bu sefer bir şeyler farklı." diyerek zihnindeki adamı bilgilendirirken çoktan lanetler göndermeye başlamıştı. "Cisimlenme duvarı var, planlanmış bir çatışma."

Lord, varisinin çağırsa bile gelmeyeceğini bildiğinden "Dikkatli ol." demekle yetindi. Aslında emrettiği sürece karşı çıkmayacağını biliyordu, ancak çocuğa emir vermek uzun zamandır ilk tercihleri arasında değildi.

Birdenbire, seherbazlar sanki bekledikleri işaret gelmiş gibi daha saldırgan bir hâle büründüler. Sayıları bir anda iki katına çıkmış gibiydi.

Harry, meydanın ortasındaki kaos yüzünden lorduna cevap vermeyi es geçerken etrafında olanlara odaklanmaya çalışıyordu. Zihninden konuşmak böyle bir anda oldukça dikkat dağıtıcıydı.

"Prensi koruyun!" diye bir emir duyduğunda anladı, işaret kendisiydi. Tuzak onun içindi.

"Sakın! Eğer bir kişi dikkatsiz davranırsa ölümü benim elimden olur!" diye bağırdı. Çatışmalarda bir başkasını savunursan bir lanete maruz kalman kaçınılmazdı. Böyle bir tuzağın ortasındayken dikkat dağınıklığı en son lazım olan şeydi.

"Çık oradan Harry."

Harry lordunun itiraz istemeyen ses tonuna cevap vermeden önce bir ölümyiyenin etrafını sarmış üç seherbazdan birinine, çarptığında bedenini toza dönüştürecek bir lanet gönderdi. Her ne kadar emri kesin olsa da ölümyiyenler onu ortasına alacak geniş bir koruma çemberi oluşturmuştu.

"İstesem de çıkamam, etrafımız sarılı, duvarı aşana kadar çok fazla açıkta kalmış olurum." diye açıklarken kaçmak istemediğini lordunun zaten bildiğinin farkında olduğundan söyleme gereği duymamıştı.

Draco'ya çaprazından doğru gelen laneti fark ettiğinde çocuğu hızla kolundan tutup çekti. Seherbazlar sayıca fazla olduğundan aynı anda birkaç büyüden birden kaçınmaları gerekiyordu.

Karmaşanın ortasında birbirlerine bakmak gibi bir hata yapmasalar da Harry sarışına seslenmekten geri kalmadı. "Eğer yaralanmak gibi bir hata yaparsan seni doğduğuna pişman ederim."

Draco, "Aynı hatayı sen yaparsan, bunu yapmak için Karanlık Lorddan bana sıra gelmeyecek." diyerek Prens'in boş tehtidine karşılık verdi.

"Seherbazlar gelen desteği duvarın dışında tutuyor!" diyerek kendisini bilgilendiren kişinin kim olduğuna dikkat etmedi.

Asasıyla yaptığı tek hareketle üç kişiyi geriye fırlatırken kendisine gelen lanetten eğilerek sıyrıldı. Sessizce bir küfür mırıldanırken hızla lanet yağdırmaya devam etti.

"Bu böyle olmayacak!" derken daha çok zihnindeki adama sesleniyordu. "Bir şeyler yapmamız lazım."

"Tek yapman gereken şey oradan çıkmak." diye sertçe söylenen adam aslında endişe içindeydi.

Slytherin Varisi (Harry Potter AU)Where stories live. Discover now