38

4.3K 285 160
                                    

Kardeşinin ölümü, Albus Dumbledore'un gözünün daha da hırsa bulanmasına neden olmuştu. Sinsice düşündüğü planlar son zamanlarda işe yaramıyor olabilirdi ama artık daha iyilerini yapacaktı.

Bakanlığın elinde olması Voldemort için büyük bir avantaj olabilirdi ancak yine de karanlığı yenmek imkansız değildi. Üstün zekâsına güveniyordu. Birkaç planın aksaması kendi hataları yüzünden değildi, insanlar üzerinden kumar oynamak her zaman riskliydi. İrade faktörü beklenmedik sonuçlara yol açabiliyordu, böyle ufak tefek aksilikler olabilirdi.

Muggle başbakanın odasına cisimlendiğinde, adam aniden gelen 'pop' sesiyle yerinde sıçramıştı. İhtiyar, nazikçe gülümsedi. "Ah, iyi akşamlar, korkuttuysam özür dilerim."

Başbakan, göreve geldiği ilk gün sihir bakanının ziyaretiyle sihrin varlığından haberdar olmuş olsa da bu ona alıştığını göstermiyordu. Özellikle karşısında birden beliren adam ona sihrin tehlikeli yönünü anlattıktan sonra.

Huysuz ve tedirgin bir tonda, "İyi akşamlar, bu sefer neden geldiniz?" diye sordu. Son gelişinde sadece bir adres istemişti, şimdi de bu kadar basit bir şey olacağını umuyordu.

Dumbledore nazikçe "Oturabilir miyim?" diye sordu adamın sorusunu es geçerek. Gerçekten, yüzüne kusursuz maskeler takmakta oldukça ustalaşmıştı. Yıllardır dahi bir kaçık olarak iyi idare etmişti. İnsanlar kaçık bir ihtiyarı oynamasına oldukça inanmıştı. Böyle bir dehâyı basit bir maskenin arkasına gizlemek çok kez işine yaramıştı.

Başbakan, "Ah, tabi buyurun..." diye dalgınca mırıldanarak masasının önündeki karşılıklı deri koltukları gösterdi.

Dumbledore yüzünde sakin ve güven verici gülümsemesiyle yavaşça koltuklara yönelip oturdu. "Endişelenmeyin lütfen. Sadece yardımınız için teşekkür etmek ve gelecekteki işbirliğimizin sözünü almak için geldim. Biliyorsunuz, bahsettiğim kişilerin tek düşmanı biz değiliz."

Başbakan titreyen elini saklamak için masadan çekip bacağının üstüne koydu. Karşısındaki adamın önceki görüşmelerinde bahsettiği şeyleri dehşetle dinlemişti.

Büyücülerin neler yapabildiği malesef ki teorikte de olsa öğrenmişti, sadece bilmek bile insanı korkuturken şahit olmak istemediğinden oldukça emindi.

Adamın birdenbire odada belirebilmesi bile büyük bir tehlikeydi. Devletin üst düzey yetkilileri odalarına izinsiz girilmemesi için binalarda oldukça kapsamlı önlemler alıyor, kapıları son teknolojiyle kilitliyorlardı ama bir adam, bir büyücü bu kilitlerle uğraşmadan içeri girebiliyordu. Bu şekilde hiç kimsenin can güvenliği yoktu.

Ayrıca kapılar ardında gizlenen ve korunan tek şey insanlar değildi, önemli şahısların adresleri veya aileleri de dahil olmak üzere birçok bilgi içeren belgeler de saklanıyordu. Bunların istediği anda istediği yerde belirebilen insanların
ele geçirmesi daha başlamayan bir savaşın tek gecede kaybedilmesi demekti. Bir saat içinde kendisi de dahil tüm devlet adamlarını öldürülebilecek güce sahiplerdi.

Neyse ki, karşısındaki adam bu tehtid karşısında yardım teklifinde bulunmuştu. Adamın son görüşmelerinde yaptığı teklif içişleri ve savunma bakanlarını, ordu komutanlarını çağırarak tartışmıştı. Tabi onları büyünün varlığına ikna etmek için görüşmeye ihtiyarın gönderdiği bir başka büyücü de katılmıştı.

Toplantıdan çıkan karar, karşılıklı yardımlaşmanın iki taraf için de en iyisi olacağıydı. Bunu takip eden günlerde yapılan diğer toplantıların konusuysa büyücülerden edilecek taleplerin kararlaştırılmasıyla ilgiliydi. Kendilerini koruma altına almaları ve savunmalarında hiçbir güvenlik zaafiyetinin olmaması gerekiyordu.

Slytherin Varisi (Harry Potter AU)Where stories live. Discover now