30

5.8K 336 683
                                    

Yazdıklarım, yazacaklarımın teminatıdır diyor ve iyi okumalar diliyorum ;)

*****

İkinci görevin üzerinden haftalar geçse de etkileri sürmeye devam etti. Öğrenciler Harry Potter'a bakıp fısıldamaktan asla sıkılmıyorlardı. Çocuk etrafında olan bitenleri elbette biliyordu ama müdahale etmeye gerek görmüyordu. Hatta halinden oldukça memnundu.

Öğrencilerin ona olan saygıları her seferinde giderek daha da artıyordu. Üç yıl boyunca bunun için çok çeşitli yollara başvurmuştu ama bu seferki farklıydı. Bu sefer herkes onu acımasızlığıyla kabullenmiş, takdir etmişti. Etrafındakilerin kendi hakkındaki düşüncelerini takip etmekten çekinmediği için her şeyin farkındaydı.

Ona güveniyor ve saygı duyuyorlardı. Çoğu onun her zaman doğru kararlar alabilecek kadar zeki ve olgun olduğunu düşünüyordu. Bazılarıysa Harry Potter'ın gücüne hayrandı ve onun karşısında yer almaktan korkuyorlardı. Özellikle karanlığın kaldığı yerden yayılmaya devam ettiği son bir yılda herkes çocuğu yakın takibe almıştı.

Aileler düzenli olarak Harry Potter hakkında çocuklarından bilgi alıyorlardı. Ölümyiyenlerin yaydığı söylentilerden sonra sağ kalan çocuğun karanlığa karşı savaşıp savaşmayacağı çok büyük bir merak konusuydu. Önceki sene Kim-olduğunu-bilirsin-sen'e karşı savaşmayacağını açıkca söylemişti ama bazıları bir umut bu fikrinin değişeceğini düşünüyordu. Üstelik Gelecek Postasının imâ ve uyarıları da göz ardı edilemezdi. Eğer sağ kalan çocuk gücünü bu kadar kanıtlamışken aydınlık adına savaşmayacaksa kendilerinin de böyle bir savaşta yer alması gerekmiyordu.

Geri dönüşünün yakın olduğu söylenirken Kim-olduğunu-bilirsin-sen'in karşısında durmaya cesaret edebilmeleri için onun kadar güçlü bir müttefike ihtiyaçları vardı. Bu kişi de Harry Potter'ın ta kendisiydi. Çoğu Dumbledore'a eskisi kadar güvenemiyordu. Kim-olduğunu-bilirsin-sen ortadan kaybolmadan önce de Dumbledore onu yenebilmeyi başaramamıştı, şimdi daha da yaşlanmış haliyle nasıl mücadele edebilirdi ki?

Son sınavlar da başarıyla atlatıldıktan sonra son görev günü gelip çattı. Bu sefer izleyiciler arasında öğrenciler kadar yetişkin büyücüler de vardı. Son görevin herkese açık olmasını fırsat bilerek turnuvanın finalini izlemeye gelmişlerdi. Tabi daha çok Harry Potter'ın gücünü çocuklarından dinlemektense birebir şahit olmaya gelmişlerdi.

Harry devasa bir labirente dönüştürülen Quiddich sahasına geldiğinde bakışlarını tribünlere çevirdi. Hermione, Draco, Lucius, Sirius ve Remus sonucunun ve sonrasında olacakların neler olduğunu çok iyi bildikleri yarışı beraber izliyorlardı. Onların yanısıra bir çok ölümyiyen de çocuklarıyla beraber tribünde yerlerini almış, ilgiyle olacakları bekliyorlardı.

Dumbledore şampiyonları toplayıp son görevde ne yapmaları gerektiğini anlattıktan sonra izleyiciler için bir kez daha tekrarlayıp locadaki yerini almıştı.

Harry bakışlarını bu sefer birkaç saat içinde ölecek adama çevirdi. Dumbledore her şeyden habersiz locanın en önündeki yerini almış, başlangıç işaretinin verilmesini bekliyordu.

İşaret verildiğinde labirente doğru ilerledi. Girdiği kapı sarmaşıklarla kapanınca ilerlemeye başladı. Karanlık Lordun direktifleriyle ilerlerken sessizlikten sıkılmıştı.

"Labirentin tehlikeli olacağını sanıyordum."

"Yolunun temizlenmesi için Crouch ve Snape'e emir verdim. Bir yandan devriye geziyor bir yandan da görevlerini yerine getiriyorlar." Harry buna ihtiyacı olmadığını dile getirmedi. Lordu bunu zaten biliyordu ama belli ki kimse izlemediği bir anda çocuğun zahmete girmesini gerekli görmüyordu.

Slytherin Varisi (Harry Potter AU)Tahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon