Kaos planlı bir şekilde gittikçe şiddetlenerek devam ederken, Almanya Sihir Bakanlığı zayıf düşerek Karanlık Lordun hakimiyeti altına girmişti ancak meşru bir darbe hâla yapılmamıştı. Seherbazların arasında hâla karşıt olanlar vardı. Planlar hazırlanmıştı, en yakın zamanda hepsi imha edilecekti ve bakanlık tamamen emirlerinde olacaktı.

Harry kitabının son sayfasını da bitirdiğinde transtan çıkmış gibi dalgınlıkla başını kaldırıp salonda gözlerini gezdirdi. Gerçekten, sihir muhteşem bir şeydi ve kesinlikle sonsuzdu. Bir büyücünün 'tamam, artık her şeyi biliyorum' diyebileceği bir noktası yoktu.

Muggleların filozof olarak sıfatlandırdığı Sokrates'in "Tek bildiğim, hiçbir şey bilmediğimdir." sözü anlayanlar için açık bir gerçekti.

Elindeki kitap, sihrin ulaşabileceği noktalarla ilgili teoriler içeriyordu ve bir zamanlar sadece hayal olup sonrasında büyücüler tarafından keşfedilen, icat edilen büyülerden bahsediyordu.

Keşfinin yakın tarihlerde olması ve kitabın eskiliği yüzünden bahsedilmemişti ancak Harry bu örneklerin arasına Kurtboğan İksirini rahatlıkla koyabilirdi. Bir zamanlar imkansız denilen pek çok şey mümkün kılınmıştı.

Kitabın etkisi içinde sessizce düşünerek geçirdiği dakikalardan sonra kapıların açılmasıyla dikkati dağılmıştı. Bakışlarını kapıya çevirdi.

"Harry! Gerçekten, hâla bıraktığım yerdesin!" diyerek kendisine takılan sevgilisine modunu bozmadan, ciddi bir bakış attı.

"Bu kitabı mutlaka okumalısın." dediğinde Hermione çoktan yanına oturmuştu. İlgiyle çocuğun uzattığı kitabı alıp göz gezdirmeye başladı.

"En yakın zamanda başlayacağım. Hazırda yarısı okunmuş bir kitabım var, önce onu bitirmeliyim."

"Akşam toplantı var..." diyerek konuyu değişti Harry. Yoksa tüm kitabı hiç duraksamadan özet geçebilirdi. Hermione de tüm okuma hevesini kaçırdığı için canına okurdu.

Elinde kitapla birlikte yerinden kalkarak kütüphaneye ilerlediğinde Hermione arkasından seslendi. "Biliyorum. Gündemimiz ne? Almanya mı?"

Harry sevgilisine cevap vermeden önce kitabı rafa yerleştirip tekrar eski yerine dönmüştü. "Almanya için plan belli, biliyorsun. Bir değişiklik olmadı sadece Karanlık Lord'un emrini bekliyoruz. Toplantının nedeni Gellert'in gelmesi. Rutin raporlar falan..."

Hermione "Karanlık Lord nerede?" diye sordu bu kez. Harry'nin lordun yanında olmaması alışıldık bir durum değildi.

Varis zihninden babasına ulaştı, aslında nerede olduğunu biliyordu ancak neler olduğundan haberdar değildi. Dikkatini kitabına verdiği için takip edememişti.

"Greyback burada, kabul odasındalar. Dün gece dolunay epey olaylı geçmiş. Birkaç kurt kendilerine ayarladığımız yere gitmemiş. Neyse ki kasabalara gelmeden önce seherbazlar etkisiz hâle getirmişler."

Hermione, Harry'nin ısrarla Greyback'le aynı ortamda bulunmamasına gülmeden edemedi. Yine de konuyu uzatıp sevgilisini sinirlendirmemeye karar vermişti.

Harry göz devirmekle yetindiğinde toparlanarak saate baktı. "Daha akşama çok var, biraz gezelim mi? Hogsmeade'e gidebiliriz." Harry tereddütle bakınca ısrar etti. "Lord izin verecektir, geç kalmayız. Hadi Harry! Kar yağıyor, en azından bu gün tadını çıkaralım."

Harry bakışlarını pencereye çevirdi, gerçekten lapa lapa kar yağıyordu. Yerinden kalkarak pencereye yaklaşıp kalenin bahçesinde gözlerini gezdirdi, her yer ince, beyaz bir örtüyle kaplanmıştı. "Ne zamandır yağıyor?" diye sorarken kaşları çatıldı. Birkaç saat önce havanın gayet normal olduğundan emindi.

Slytherin Varisi (Harry Potter AU)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin